18 Temmuz 2012 Çarşamba

Karşıyaka Beko Servis

- daha çok gazeteci tabanlı olan ikinci grup (entelektüeller, istatistikçiler) görece pozitif bakış açısına sahipler. yaklaşımları daha akılcı. e dolayısıyla fikirlerini daha iyi ifade ediyor, daha iyi savunuyorlar. ben bu özellikleri rıdvan'dan da beklerim. işinin tanımında bu kesinlikle vardır. konuşmaksa yaptığın şey... - rıdvan türk futbolunun dinamiklerini, başkanın rolünü, camialarda yabancı futbolculara bakış açısını, futbolcunun takımla arasındaki duygusal bağı falan da bilir teknik bilgisine ek olarak. bu bilginin de çok büyük değeri vardır. diğer grupta bu bilginin olması gerektiğiniyse düşünmüyorum. bağlamak gerekirse, bu yorumcu tiplerinden ikisinden birini yaptığı işin doğası yüzünden eleştirmek saçmadır. bir istatistikçiye "senin gibi fizikçi olmaz olsun," demek rasyonel evrende tanımsızdır. fizik varken istatistikçinin yaptığı da değersiz değildir. yanlış bir şey, olur mu öyle şey? bu iki yorumcu tipinin aynı işi icra etmediği açık. onları karşılaştırmanın tek yolu ikisini aynı anda yan yana iki ayrı ekrana koyup "hangisini izlersin?" diye sormak olacaktır. (bu yöntemle bir pink floyd konseriyle bir kubrick filmini de karşılaştırabileceğinizi hatırlatır, bunun ne kadar sikindirik bir şey olduğuna dikkat çekerim). ben kişisel olarak, akılcı yaklaşımları ve çok daha fazla bilgi kullanıyor olmaları nedeniyle ikinci grubu rıdvan'a tercih ederim böyle bir durumda. ama ikisinin aynı anda açık olmadığı bir durumda, yani gerçek hayatta rıdvan’ı da izlerim. artık pek başarılı bulmasam da... geleceğim oraya da. "lan oğlum kim karşılaştırıyor lan bunları? kafayı mı yedin sen? o kadar yazmışsın da yok ki böyle bişey..." diyenlere gelsin. ikisini pokemonlarmışçasına karşılaştıran gerçekten yok, evet. fakat ikisini ayrı ayrı eleştirirken bilinçsizce yapılıyor bu karşılaştırma. zaten dikkat ettiysen ben de çok 'karşılaştırma' yapmıyorum. derdimi anlatmak için karşıtlıklardan yararlanıyorum. karşılaştırmalı anlatım... rıdvan’ın dünya futbolunu bilmemesi benim için çok da önemli değil. çünkü adam sadece üç büyüklerin maçlarını yorumluyor. elbette tanımasını beklediğimiz yeni oyuncular hakkında ön yargılı ve gelişigüzel, tek maça bakarak yorumlar yaptığı zaman güvenilirliği zedeleniyor ama güvenilirliği başka şekillerde de fazlasıyla zedelendi zaten. ona da geleceğim. Karşıyaka Beko Servis aethewulf’un banu yelkovan’a karşı yazdığı duygusal ve biraz da yersiz yazıdan sonra, aethewulf’un da amacının ve kastının dışında bir sonuç çıktı ortaya. bazı okuyucular ciddi ciddi rıdvan’ı yermenin hak edilecek bir şey olduğunu, bu hakka erişmenin de kırk fırın ekmekle bile olmayacak şey olduğunu düşünmeye başladılar. yok öyle bir şey. rıdvan’la elbette duygusal bağınız olabilir. ama bir adam (aethewulf) bunu 'yanlış anladığı' bir yazıya cevap vermek için kullandı diye rıdvan’ı dokunulmaz sanmaya başlayamazsınız. manyak mısınız? (aslında böyle sanan çok insan yok. ben yine de nedense herkese laf yetiştirme arzusundayım.) rıdvan’ı yerelim efendim. işini kötü yaptığında elbette yerden yere vuralım onu. peki kötü mü yapıyor? çok kötü yaptığı zamanlar yok değil. üstelik yine işinin tanımıyla ilgili konularda yapıyor hatalarını rıdvan. mesela beni en çok rahatsız eden alışkanlıklarından biri sık sık tek yönlü yorumlar yapma hatasına düşmesi. hani dedim ya... rıdvan türk futbolunu içinden gelmiş biri olarak çok iyi tanıyor. fakat bazen bu bilgisine öyle çok, gereğinden o kadar fazla değer atfediyor ki, yorumları hem gülünç hem sinir bozucu hale geliyor. şu gündeme getirip durduğu, belirli bir tanımı olmayan 'renklere bağlılık', 'delikanlılık' hadisesi böyle bir şey mesela. rıdvan kendi yaşadığı dönemdeki futbol liginin ve takımların yapısına son derece romantik bir bağla bağlı. eleştirdiği oyuncuları (dünyaca ünlü de olabilir, anadolu takımı oyuncusu da) bu karmaşık, sıcak, hatta zaman zaman kokuşmuş, 'türk' yapısına giremedikleri için yeriyor bazen. her şeyin onun oynadığı zamanlarda olduğu gibi olmasını istiyor. olmadığı zaman temelsiz, bildiğin saçma sapan yorumlar yapıyor. futbolu küçücük bir boyuta indirgiyor. anelka adam olsaydı zaten fenerbahçe'ye gelmezdi düzeyinde yorumlar yapıyor. böyle bir şey söyledi demiyorum bak. haksızlık etmeyin. aklıma örnek gelmedi, yorumların düzeyini böyle anlatmayı denedim. sanırım burası rıdvan'ın tarafsız olamayışına geçiş için uygun bir nokta.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder