7 Mayıs 2012 Pazartesi

Sony Servisi Bursa

konunun spor hukuku boyutu ise uzmanlarınca incelenmeli aslında. zira spor hukuku özel bilgi gerektiren bir uzmanlık alanı. burada dikkat edilmesi gereken bir konu ise deliller. toplanan deliller, basında iddia edildiği gibi örgütlü suçlar kapsamında yapılan telefon görüşmeleri ile kısıtlı ise, bu delillerin disiplin yargılamasında kullanılamaması esastır. bu konuda kanaat ile karar verilmesi söz konusu olabilir mi, bu muhtemelen (eğer bu tip deliller varsa) cas önünde tartışılacak konulardan birisi olacaktır. avrupada pek çok yargı sisteminde, başka bir suç için elde edilen delillerin, eğer yasa açıkça izin vermiyorsa diğer suçlar için kullanılamayacağı kabul edilmektedir. ülkemiz açısından ise konuya ilişkin uygulama henüz yeni. avrupa insan hakları mahkemesi içtihatlarının iç hukukumuzun bir parçası olduğu düşünülürse bu konuda mahkemenin kararlarını da irdelemekte fayda var. Sony Servisi Bursa medyaya servis edilen delilleri (ki bunların gerçek olup olmadığını henüz bilmiyoruz-aslında etik kurulu da bilmiyor zira ellerindeki belgeler sıkı bir tasniften geçtikten sonra kendilerine teslim edildi) yeterli görerek bir kulübe ve şahıslara saldıranlar açısından ise türkiyede tutuklu yargılamaların yarısından fazlasının beraat ile sonuçlandığını hatırlatmakta fayda var. yunanistan örneğinde, basında yer verilen ve soruşturmada toplanan telefon dinlemeleri bütünlük arz ederken, bizde basına sızdırılan görüşmelerin alıntılanmış parçalar olması bu açıdan dikkat çekici. soruşturma üzerindeki gizliliğin kalkmasının ardından bu kayıtların incelenmesi gerçekten bir konuşma bütünü mü yoksa, alıntılama mı olduğunu gösterecektir. (kişisel tecrübelerim çerçevesinde alıntılama olduğunu düşünüyorum zira benzer olaylarda çıkan tapeler genelde hep aynı yöntemle toplanmıştı) bu çerçevede, ortalıkta hukukçuluk oynamaya çalışan bünyelere "yarım hukukçuluk" diye bir kavramın olmadığını hatırlatmakta fayda var. nasıl ki wikipedia'dan okunan 3-5 madde ile kalp ameliyatına girilemez ise, 4 tane yönetmelik maddesi okumakla da hukukçu olunmadığını türk insanının fark etmesi gerek. hukuk ciddi bir ilimdir. her ne kadar ülkemizde sıkça sulandırılmaya çalışılsa da, bırakın herkes işini yapsın. yönetici yöneticiliğini, futbolcu futbolculuğunu, kasap kasaplığını, doktor doktorluğunu... bu insanların süreç hakkında bir fikri olmayacak yada fikir beyan etmeyecekler demek değildir. ancak özellikle teknik hukuk bilgisi gerektiren alanlarda, sadece kanun yada yönetmelik okumak ile yapılan, polisin basın açıklamaları ile yaptığını yapmaktır. oysa diğer adli olaylardan biliyoruz ki, bazen suçüstü zannedilen olaylarda bile durum gözüktüğü gibi olmayabiliyor. hukuk metodolojisi, hukuki yorum, yasa ve düzenleyici diğer yasal işlemlerin uygulanması ve yorumlanması özel bilgi gerektirir. bu bilgi bazen o kadar özel olabilir ki (spor hukuku örneğinde olduğu gibi) hukukçu olan kişiler bile doğru değerlendirme yapamayabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder