1 Mayıs 2012 Salı

Acer Servis Bursa

ben hepinizi dinledim de, her şeyi okudum da. hiç anlatmadım, anlatamadım sustum. ama siz anlattınız durdunuz, bildiğim ve bilmediğim herşeyi sordunuz bana. bazen cevap verdim, bazen sadece kafamı sallayıp sustum. bana dertlerinizi içine boşaltabileceğiniz bir küp gibi davrandınız. Acer Servis Bursa hiçbiriniz neyin var diye sormadı. ben de anlatmadım. suçlamıyorum hiçbirinizi. insanlar böyle. benim tanıdığım insanlar böyle. anlatırlar ama sormazlar. ben de çaresiz yazdım. kağıda döktüm herşeyi. bir tür hastalık gibi. tutunamayan selim gibi. sonum onun gibi olmasın diye dua ederek yazdım. kimse seni dinlemiyorsa yada istediğin gibi dinlemiyorsa yazmaktan başka çaresi kalmıyor insanın. inanın... hepinize, herşeye yardım ettim de sıra bana geldiğinde hepiniz boğuluyor gibi yaptı. utandım istemedim kimseden yardım. zaten etmezdiniz ya neyse. hepinizin hayatı benden mühimdi, ben zaten piyangodan çıkan bir hayat yaşıyordum. neşem hoşunuza gitti, o önleyemediğim hareketlerime şakalarıma güldünüz, eğlendiniz. benim hiç derdim olmuyor sandınız. sanki ben hep mutluydum, mutsuzluk sadece size özeldi. sadece siz severdiniz, siz çalışır yorulurdunuz, siz ailelerinizle problem yaşardınız. benim hiç sıkıntılarım olmadı sanki. hiç hayal kırıklığına uğrayıp, vazgeçmedim gibi. gözlerinizde bu algıyı nasıl yarattım bilmiyorum. ilk ne zaman başladı benim sıkıntısızlığım, umursamazlığım gözlerinizde? susuyorum, anlatmıyorum diye mi oldu bunlar? sizin baktığınız yerde hiç ağlamadım diye miydi bunca çile? yoksa okuyup size aktardığım okuduğum beylik sözler miydi buna sebep? evet hepinize söyledim. "insan önce ve en çok kendini sevmeli. kimin ne düşündüğünü umursamamalı. başının çaresine bakmalı." ama hanginiz yapabildiniz de bunları ben yapmışım gibi davrandınız. odun ve acımasız sandınız beni. bana da inandırdınız. her şeyi net şekilde bilen ve hayatında bunları uygulayan bir adam sandınız beni. daha kötüsü bana da inandırdınız. ama gerçek fersah fersah öteden gelip de karaya vurduğunda, canım acıdığında etrafımda hiçbiriniz yoktu. ben sizin yanınızdaydım oysa. benim yanımda sadece eski bir kalem vardı. bundan önceki herşeyi ve bunları yazdığım kalem. siz yoktunuz, çünkü bana yardım edemeyecek kadar dertliydiniz her seferinde. ben de sevdim, sevilmedim... ben de ağladım ama size değil kalem ve kağıda ağladım... ben de çaresiz kaldım, çözümsüz gibi göründü herşey.... bazen ne yaparsam yapayım olmadı...olamadı işte..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder