18 Eylül 2012 Salı

Beko Servisi Körfez

- bu dizide anlamadığım bir şey var. öldürme emri verilirken "sık kafasına" deniyor. deniyor da birini öldürürken de mutlaka göğsüne sıkılıyor. niye bir tane kafasına sıkılarak öldürülen adam yok? (gömleğin içindeki fünye ve salçayla vuruldu efekti yapabilmek için olduğunu biliyorum. retorik soru şeyettim) - bu müsteşarlığın adı nedir artık bir karar verseniz? bir kamu güvenliği müsteşarlığı oluyor, bir ulusal güvenlik müsteşarlığı oluyor. tabelasında "ulusal" yazıyor, müsteşarında önünce "ulusal" yazıyor da arama yapan eleman niye "kamu" diyor? daha öğrenememiş mi çalıştığı yerin ismini? Beko Servisi Körfez - peki güzel kardeşim, polat efendi bu müsteşarlık binasına gelince flaşbek olup işkence günlerini hatırlıyor. e ulan orası iskender'in yeri yurdu bilinmeyen, polat'ın hela kuburunu kazarak lağımdan kaçıp denize atladığı gizli karargahı değil miydi? öyleydi ki polat orayı görünce flaşbek oldu. iskender müsteşar olunca karargahını müsteşarlığa mı çevirdi? iskender müsteşarlıktan alınınca bina devlete hibe mi oldu? yoksa bunca zaman devlete ait binaydı da polat kayıpken (bakınız geçen sezonun ilk bölümleri) o civarda olduğu tespit edildiği halde kimse söylemedi mi" la burada devletin bi binası var orada olmasın" diye. biri bunu bana açıklasın. - ulan profesörü sizinle gelmeye ikna ettiniz, niye adamcağızın taksisini alıp arabanızı orada bırakıp, profesörü evine getirdikten sonra taksiyle geri dönüp arabayı geri alıyorsunuz? mal mısınız? aklınız kurt kuzu ot bilmecesinde mi kaldı? alın adamı da bavulunu da, binin kendi arabanıza, taksiciye de 100 dolar verip üstü kalsın yapın gidin yolunuza. kurtlar vadisi kurtlar vadisi olalı böyle angutluk görmedi arkadaş. taksici de guzum yazık "noluyo lan salak mısınız kendi arabanızla gitsenize, niye benim arabamı alıp kendi arabanızı bırakıyorsunuz" demiyor garibim ağzını açmadan çöktü kaldırıma bekliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder