11 Haziran 2012 Pazartesi
Çeşme Demirdöküm Servisi
sırtındaki ağırlıkla boynu iyice bükülmüş, beli ağrımış, ihtiyarlamış güzel şehir..
her geçen gün iyice kalabalıklaşıyor.. dolduğu bir an gelecek mi yoksa adım atacak yer kalmayana kadar dolmaya devam mı edecek bilemiyorum.. bildiğim, her sabah bu şehrin iyiliği için bu şehri terketmek gerektiğini düşündüğüm..
pamuk ipliğine bağlı yaşadığım şehir. işe geliyorum evimin paralel sokağında ses bombası patlayıp arabalara ve mağazalara zarar veriyor, işten dönüyorum işyerimin olduğu yerde canlı bombalar yakalanıyor, insanlar birbirlerini bıçaklıyor. sahilde yürüdüğüm yerde ertesi gün biri bıçaklanıyor, dolaştığım yerlerde kapkaç oluyor, eski evimin arkasında insanlara saldırılıyor, yolda yürürken yanlışlıkla kulaklığımı çıkarırsam bin türlü sözlü tacize uğruyorum, eteğin üzerine kesin uzun mont giymem gerekiyor gözle veya elle de tacize uğramamak için, evime hırsız giriyor.
Çeşme Demirdöküm Servisi
ha, bir de deprem olacak şimdi. onu bekliyoruz, neyin altında kalacağımı veya kaçıp aileme nasıl kavuşacağımı bilmiyorum.
yine de sokaklarında yürürken mutlu hissettiğim şehir. hele de güneş pırıl pırıl parlıyorsa. bir de deniz kenarına ulaşabilirsem değmeyin keyfime.
işte böyle manyak eder bu şehir insanı.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder