21 Haziran 2012 Perşembe

Gazapizm Yangın yeri

şarkılarından çok kişiliği ile ön plana çıkmış ama ne hikmetse kişiliğini eleştiren insanların büyük bölümü bu adamın şarkılarını beğenmiştir. çünkü sanılanın aksine kişiliğiyle özdeşleşen parcaları vardır ve herkeze göre ayrı yansır bunlar. mesela "en güzel hikayem"deki şiirsel anlatım yada müziğin girişi birçok insanda farklı çağrışımlar uyandırır. yaşadığı olaylar, acılar, hayal kırıklıklarının hepsini yada bir bölümünü şarkılarına aktarmıştır. bunları anlayabilmek için biraz onu tanımak gerekiyor. haa hiç tanımayan adamlar bile mutlaka bir anlam bulabilir. birde bu vatandaşı hiç sevmeyen direkt ön yargıile yaklaşan tipler vardır. onlarda haklıdır aslında , hiç bilmedikleri bir hayat aktarılmaktadır, hiç tatmadıkları duygular söylenmektedir, adam ne bilsin aşkın öfkesini. anlamıyor , anlam veremiyor. doğruca adam değil lan bu teoman diyip cıkıyor. konu zaten teomanın adam olmuşlugu olmadığından kafadan yanılıyor, hataya düşüyor. bu adamin eski sarkilarina bakin sozlukte, hep ayni yorumlari goreceksiniz: "teoman'in tek guzel sarkisi""kil oldugum teoman'in nadir guzel sarkilarindan""teoman'dan nefret ederim ama bu sarkisi hakkaten super"... aslinda teoman su anda ne kadar dusta telefonla konusulan garip klipler cekse ve en kaba tabiriyle "kotu" albumler yapsa da ben kendisinin turk rock'inin bugunku sicramasinin temellerini attigini dusunuyorum. bazi yalanlar, gemiler, ne ekmek ne de su, o, papatya, sus konusma... gibi sarkilar "icinde gitar yok" elestirisini hic haketmedikleri gibi gayet de tas gibi sarkilar ve kabul etmek lazim ki bugun teoman dedigimiz ve bircogumuzun kil oldugu bir yasam formu halini aldigi adam eskiden hakkaten super isler yapiyormus. ben kendisinin tez vakitte o eski tadini yakalamasini ve bu isi kesinlikle daha kaliteli produksiyonla yapmasini temenni ediyorum. kelebekte yazılar yazan ünlü gazeteci-eleştirmen , büyük düşünür, mekan- moda gurusu ve sıkı maganzin takipçisi onur baştürk bugünkü kelebek ekinde bu zatın dursun dünya isimli şarkısını göklere çıkararak toramanın bu şarkıya yaptığı vokali " öyle bir boğuklaşıp hırçınlaşıyor ki sesi *tom waits ayarında aman aman" şeklinde nitelendirmiş ve hayatının haltını etmiştir kanımca.. gariptir bu önermeden sonra klibine dikkat ettim ben de basçının nick cave e benzediğini söylemeden edemiyeceğim.. bi de bruker nedeniyle paranoyaklaşan bünyede kuşkular uyandırmış lan sakın bu bruker olamsın dedirtmiştir, zira

Çeşme Klima Servisi

toplumun düzenini ve rafahını saglamakla yukumlu olan.gelgorki ne bir hırsızı araba çalmadan veya bir eve girmeden yakalayabilen,nede bir kazayı olmadan önce onleyebilen,modern kabadayı ve ego manyaklarından olusan,girilebilecek hertürlü diyalogda insanın ruhunu tüketen showmanler toplulugu. Çeşme Klima Servisi bize her fırsatta memleketteki işlerin ne kadar ters gittinide gosterir bu insanlar bir nevi devletin aynasıdır.polis. ideal bir barış ve huzur toplumunda ihtiyaç duyulmayacak kurum/memur. lakin şu zamanların türkiye'sinde; sayısı ve kalitesi bir an önce artmazsa sokaklarımız birer birer çetelerin hakimiyetine geçecektir. herseyden önce müzikleri ve müziklerin kullanildigi sahnelerin isabetliligi konusunda asmis film. subat ayinda türkiye'de gösterime giren polis filmini, avrupa sinemalarina gelmemesi sebebiyle ne yazik ki sinemada izleme firsatini yakalayamadim. bu durumda 'benden günah gitti' desturuyla, bir oluruna bakarak; rapid linki, korsan cekim demeden filmi illegal yollardan edinmek suretiyle izledim.* "hayatta bazen kesin konusmak gerekir" diyen yönetmen* hakikaten cok kesin konusmus bu filmle. "bir insani tabancayla öldürmek teorik olarak mümkün degildir" diyerek, tabancasiz her türlü ölümü tattirmis kahramanimiz musa rami'ye. ve isi saglama almak istedigi icin tam kalbine yumruklari oturtmus da oturtmus.

20 Haziran 2012 Çarşamba

Gazapizm

2011 yılında avrupa gençlik olimpiyatları'na ev sahipliği yapacak şehir 2007 karadeniz olimpiyatları'ndan sonra bu şehirde 4 sene içerisinde yapılacak ikinci olimpiyat olacak bu. 2007 yılının vermiş olduğu avantajla şehrin , ki neredeyse her ilçesinde bir spor tesisi oluşturulmuş trabzon'un bu sayede, bu işten de alnının akıyla çıkacağına inanıyorum. kendisini tüm doğu karadeniz sahili'nin sahibi olarak gören bir halka sahip şehir.onlar için giresun,rize,ordu,artvin,vb. fark etmez hepsi trabzon'un istediği anda kullanabileceği birer piyondur.bu kafa yapısını değiştirmek de çok zor. 4,5 sene içinde yaşanılan, ilk gidildiğinde "ne menem bir yermiş la burası?" dedirten, çok değil 1 ay sonra kendine fena halde alıştıran, ayrılık vakti geldiğinde hüngür hüngür ağlatan, herkesin kolay kolay alışamayacağı ama alışanın da asla unutamayacağı, hayatında yer eden, "deniz" i olan, mistik şehir. türk futbolu'nda bu denli önemli bir yere sahip olmasına rağmen yine aynı unsurun otoriteleri(!) sayılan her türlü çevre tarafından her fırsatta ısrar ve inatla dışlanan şehirdir.

Tiril Tiril

bu bilgiler ışığında tahkimin kararına göre ilgili fenerbahçeli yöneticiler fenerbahçe yararına bilerek ve isteyerek, elverişli hareketlerle ve doğrudan doğruya müsabaka sonucunu etkilemek istemişler ancak elinde olmayan sebeplerle müsabaka sonucunu etkilemeyi başaramamışlardır. tahkim de kararında müsabaka sonucunu etkilemeye teşebbüs sebebiyle haklı biçimde ilgili yöneticilere belirtilen sportif cezaları vermiştir. disiplin talimatı'nın her ne kadar değişme zamanı son derece yanlış olsa da teşebbüs ile fiilin tamamlanmış halinin bir tutulmasının hakkaniyete aykırılığını düzelten değişmiş 58. maddesine göre müsabaka sonucunu etkileme eylemi teşebbüs aşamasından kaldığından fenerbahçe ceza almamıştır. zira tahkim kararına göre yöneticilerin eylemlerinin teşebbüs aşamasında kalması nedeniyle fenerbahçe spor kulübü haksız kazanç elde etmemiştir. not: açıklamayı bilgi kirliliğini biraz olsun gidermek adına kişisel kanaatimi değil tahkim kurulu kararını göz önüne alarak yaptım. ceza davası bakımından çıkacak karar farklı olabilir, ancak mahkeme kulüpleri değil kişileri belirlenecek suçun niteliğine göre hapis veya para cezası ile cezalandıracaktır, işin sportif yönü tahkim kurulu kararıyla itiraz edilemeyecek biçimde tamamlanmıştır. uefa'nın fenerbahçe spor kulübü'nü veya herhangi başka bir kulübü cezalandırması yalnızca uefa, tff'nin aldığı kararı yeterli bulmazsa uefa'nın yetkisinde bulunan avrupa kupalarından istediği kulüpleri veya federasyonları ihraç şeklinde vuku bulabilir.

19 Haziran 2012 Salı

Çeşme Demirdöküm Servisi

hayir fenerbahce'yi kumpasa getirme harekatinin bir parcasi ve de hakem kayiriyor diye bok attiklari takimla gecen sene de kume dusecek diye dalga geciyordu ayni insanlar. en cok guldugum sey ise, play-off'un ilk macinda "hakem sampiyon yapacak bu takimi yeeaa" diye aglamalari. lan play off olmasa su an sampiyondu be bu takim? bunu aklin getirmiyor mu senin? sampiyondu sampiyon??? her maci huseyin gocek yonetti zaten di mi bu sezon? ben bi gsli olarak belki de en cok elestirenlerdendim dün huseyin gocek'i. inanmazsan ac oku. ama kararlarindan degil, derbiyi yeterince sakin ve akliselim yonetememesinden oturu elestirdim. bjk taraftarina sahip cikilmali dedim. adamlarda sinir moral kalmadi dedim. senin gibi ergence, bok atarcasina yorumlar yapmadim. Çeşme Demirdöküm Servisi gecen seneyi de unutmadik biz arkadasim. gecen sene de vardi huseyin gocek? ama noldu gs'ye? berbat bir sene gecirdi bu takim ve en cok tasak gecenlerden biri de sendin? unutmak istedigi, silmek istedigi bir sene gecirdi bu takim. ve goruldugu uzere de unutmak icin halen cabaliyor. emek veriyor. play-off'un ilk maci yuzunden tum sezondaki cabasini, oyununu bir kenara atiyorsan, yemin ediyorum senden daha ergen gerisi bir taraftar yoktur... yazik.

Çeşme Bosch Servisi

bu kulüple ilgili hiçbirşey şaşırtmamaktadır artık. Çeşme Bosch Servisi beşiktaşla oynadıkları süper final ilk maçından önce neredeyse bu takımın taraftarı olmayan herkes yeni bir hakem faciasıyla beşiktaş'ın doğranacağını ve galatasaray'ın güle oynaya 3 puanı alacağını tahmin ediyordu. aynen de öyle oldu. ofsayttan hediye edilen gol, beşiktaş aleyhine akıllara durgunluk veren düdükler, saçma sapan yanlı kararlar, ve işte size futbolcuları çileden çıkardıktan sonra da kartla cezalandırıp hakemlik yaptığını sanan hüseyin göçek, işte size galatasaray ve işte size sözüm ona türk futbolu.

Denemeler

şut çekme özelliği olmayan takımdır. gelsinler bizim mahalleye de şut çalıştırayım. lan bi insan hiç mi şut çekmez maçta.. dünkü hırvatistan ispanya maçında bile golü atan adam topla beraber ağlara kadar gitti.. yemin ediyorum kaleciyi bile çalımladıktan sonra kaleye vurmaz bunlar. keşke elenselerdi.. çok sıkıcı top oynuyorlar.. ayrıca barcelona bu takımı parçalar...şut çekme, pozisyona girme, rakip defansı yıpratma, gol atma gibi işlerin %75'ini yapan david villa'nın eksikliğini hissediyorlar. bu yüzden olumsuz görüntü çiziyorlar. yine de elimde olsa sergio busquets'in yerine mata veya llorente'yi oynatırdım, orası ayrı. bu takımı beğenmeyenler süper toto süper ligi ağzı açık takip ederler genelde. o "çok zevkli geçen derbiler" dedikleri, o 4-5 gollü derbilerin birkaç tanesinin büyük bir bölümünü sıkılarak izledim ve türkiye'nin en büyük takımları mahalle takımları gibi doldur-boşalt oynamalar, arkadan forvete doğru upuzun toplar yollayarak allah'a emanet pozisyon ihtimali kovalamalar. 20 tane dan-dun vurulur topa ileri doğru (atağa çıkma anlayışı), bunların 15'i rakip defansın kafasından geri döner, 5 tanesi bir şekilde forvetin ayağında kalır, allah rızası için 2-3 tane de düzgün şut, pas falan olur ve 2-3 gol atılır. karşılıklı dan-dun oynayan, iki kazulet takım; neymiş 4-5 gollü 'zevkli derbi'ymiş. bunlara falan "ne maç oldu be" diyenler, ispanya'nın şiir gibi futbolunu beğenmezler. beğenmiyorsan izleme yahu, beğenmiyorsan izleme. git, 'futbol' diye yutturulan süper final, mega finalleri falan izle. senin izlediğin başka bir şey, sen futbolu sevmiyorsun, o şeyi seviyorsun sen. biz burada futbol izliyoruz. "elensin"miş.. ispanya elensin de, fenerbahçe gibi top oynayan yunanistan falan çıksın finale değil mi? yok yok, biz başka sporları seviyoruz senle..

18 Haziran 2012 Pazartesi

Çeşme Vestel Servisi - 444 1 494

bu seneki konumu itibariyle itin götüne sokulmasını anlayamadığım takımım.sol bekinde -ziegler-, defansın göbeğinde -serdar/bekir- ikinci sınıf futbolcular, sol ve sağ açığında ise istikrar yoksunu futbolcular.on maç öncesine kadar yurdum insanından daha yetenkli olmayan bir forvet.çok değil bir kaç yıl öncesine kadar ortasahasında appiah-aurelio, kanatlarda tuncay-anelka, defansında lugano-edu-luciano ayarında futbolcuları görmüş bir taraftar olarak bu kadar sıradanlaşmadan sonra şuan içinde bulunduğumuz zaman diliminde, eldeki kadro ile buralarda olmak neresinden bakalırsa bakılsın net olarak başarıdır.evet fenerbahçe her zaman en yukarıyı hedefler fakat bu sene ısrarla reddedilen bir gerçek var ki, çok sıradanlaştık ve kabullenemediğimiz için zaman zaman alex'e zaman zaman aykut kocaman'a zaman zaman emreye, gökhan gönül'e, sow'a, volkan'a bok atma ihtiyacı hissediyoruz, taraftarlar ve bu kulübe sempatisi olan kişiler Çeşme Vestel Servisi - 444 1 494 olarak.bu sene sahip olduğumuz olanaklar açısından, yapabileceklerimizin maksimumlarındayız bence, bunun sebeplerini de yukarıda anlatmaya çalıştım.o yüzden yok aykut kocaman meme göt, yok stoch çok tırsak, yok alex eskisi gibi değil, yok volkan çok antipatik demeye gerek yok.99-2001 arası haricinde belki de en komple imkanlara sahip olan galatasaray'dan ligde 9 puan gerideyiz, abartmanın lüzumu yok.kadıköydeki maçta da gördük ki, kondisyonumuz olsa aramızdaki rekabete yakışır bir şekilde kafa kafaya da oynayabiliyoruz hala.o yüzden bir kaç sene ne olursa olsun bu takıma her şart altında anlayış göstermek şart,net.yok "galatasaray'dan 9 puan geride olmamıza rağmen bizden tırsıyorlar", yok "futbolcularımız psikolojik olarak çok yıprandılar" falan gibi saçma tespitlere lüzum yok.çünkü bu tespitler çift taraflıdır, galatasaray'ın durumunda fenerbahçe de olsa bu hesapları yapar, çünkü playoff diye bu şartlarda dahi göte gelebilme ihtimalinin olduğu bir sistem var daha önünde şampiyon olmak için.

Çeşme Beko Servisi

bilmiyorum kaç taraftar benimle hemfikir fakat ben fenerbahçe'nin her maçını gerek tv'de gerek statta izlemeye çalışan bir fenerbahçeli olarak artık durumun giderek kötüye gittiğini düşünüyorum.. kötü olan durum; tamam hadi bu sene olmasın ama ben artık zevk almıyorum fenerbahçe'nin futbol maçlarını izlemekten.. Çeşme Beko Servisi son 2-3 senedir bu böyle heyecan vermiyor bana takımın oynadığı futbol.. yensekte böyle yenilsekte, heyecan yok arkadaş maçlarda.. gol atıyoruz, tamam yemiyoruz da ama sonra bu ne böyle ne bir gol pozisyonu ne bir organize atak.. eskiden alex frikikten gol atardı onları izlemek bile zevkti.. tamam alex artık yaşlandı kondisyonu yok koşamıyor ama bunun frikikle ne ilgisi var acaba? sistem mi değişecek, futbolcu mu bilmiyorum ama birşeyler değişsin artık .. gerekirse yenilelim ama zevkle bol pozisyonlu heyecanla maçımızı izleyelim.. atak yapalım.. bana ne süper ligin futbol kalitesi böyleyse.. bizim ki olmasın arkadaş.. açık futbolu biz oynayalım rakipte açılmak zorunda kalsın.. hoca demesin maçtan sonra "geçen hafta çok yayıldık skoru koruyamadık, bu hafta korumayı başardık diye" ki bu hoca fenerbahçe'nin en çok gol atan 2. futbolcusu ve 3 kere gol kralı.. fenerbahçe'nin real madrid'e barcelona'ya skoru korumasını anlarım ama süper ligte bir takıma karşı skoru korumak ne ya ? niye veriyorsun 10 milyon €'yu o zaman forvete.. al bir iki kaliteli defans, alex atıyor zaten ya da kontradan atarsın elbet bir gol.. iddia ediyorum bu sistemle, bu anlayışla forvete adı bilinmeyen messi kalitesinde biri gelse bize kimse fark etmez.. futbol izletin bize..

Çeşme Arçelik Servisi

mehmet topuz kadar takım. mehmet topuz fiziksel olarak iyi durumdaysa ve iyi bir oyun oynuyorsa fenerbahçe de oynuyor, keyif veriyor. ben bugün bursa maçını izlemedim ama topuz eleştirilerden anladığım kadarıyla kötüymüş. maç bitti hemen fenerbahçe eleştirileri başladı, şaşırmadım. Çeşme Arçelik Servisi geçen sene 34 maçın tamamında oynadı topuz ve en az süre aldığı maçta 65 dakika sahadaydı. bunun sonucunda bu yıl bi fiziksel düşüş kaçınılmazdı ve geldiğinden bu yana ilk defa sakatlık gibi nedenlerle haftalarca takımdan uzak kaldı. aykut ve teknik heyet bu fiziksel düşüşü tahmin etmiş olacaklar ki takım, oluşacak fiziksel güç boşluğunu imza aşamasına kadar gelen lassana diarra ve gökhan inler ikilisinden biriyle doldurmaya hazırlanıyordu fakat 3 temmuz dolayısıyla kısmet olmadı. en azından bu sezon özelinde bu inişli çıkışlı grafiğin normale dönüp geçen yıl verdiği katkıyı vermesi zor mehmet'in ve haliyle fenerbahçe'nin.

13 Haziran 2012 Çarşamba

Çeşme Bosch Servisi

kürşat tüzmen, michel platini ve şahsımın starbucks'ta yaptığı üçlü zirvede hakkında karar aldığımız takım. platini, seneye cl'de oynamasına yeşil ışık yakarken; tüzmen bir alt lig diye diretti. ben de yılların fenerbahçelisi olarak bunu fırsat kollayıp seneye bizimle halı sahada oynaması yönünde karar alınması için ikna çalışmalarında bulundum ve başardım. sonuçta herkese nasip olmaz koskoca fenerbahçe'nin lisanslı oyuncularıyla her hafta maç yapmak. şu an saatte sıkıntı var ancak gün belli. Çeşme Bosch Servisi çarşamba akşamı ya 22-23 arası ya da 23-00 arası seneye halı sahada görürseniz şaşırmayın. kararı aldık ama henüz resmiyete binmedi. söylenti tabii bunlar ama küme düşmeyi geçtim gereksiz hırçınlıkları yüzünden bir sezonda da fazla kaybettiler. neyse, hiç üzülmüyorum. sonuçta tribünden destek olduğum adamlarla bizzat oynayacağım.

Çeşme Profilo Servisi

hakkında bir tekım söylentilerin dolaştığı spor kulübü. mesela twitter'daki bir bir söylentiye göre tff fenerbahçe'yi bank asya'ya düşürmeyi önermiş uefa'ya, uefa "bir alt lig yetmez" demiş... gelecek sezon kendilerini kırmızı grup, beyaz grupta görürsek şaşırmam. söylenti tabii bunlar, ama küme düşmeyi geçtim, gereksiz hırçınlıkları yüzünden bir sezon da fazladan kaybettiler. neyse, hiç üzülmüyorum. adamlar hâlâ aziz yıldırım'ın arkasındalar, kaldığı hastanenin önünde nöbetteler. allah akıl fikir versin. Çeşme Profilo Servisi ben gittikçe bu takımın taraftarlarından ve bu takımın kendisinden iğreniyorum. hâlâ aziz yıldırım'ı savunanlar var. türk futbolu bu takım yüzünden bitecek, hâlâ saçma sapan argümanlarla savunanlar var. yok laikliğin son kalesiymiş de, yok atatürk'ün takımıymış. bu masallara nasıl inanıyor insanlar anlamak mümkün değil. hangi kafadasınız oğlum siz? 3 temmuzdan önce çok önemsemediğim bir takımdı, ama 3 temmuz itibarıyla artık yok olmalarını istiyorum. çünkü futbola ve insanlara zarardan başka bir şey vermiyorlar. stat yakmak desen bunlarda, şike yüzünden yargılanan başkan desen bunlarda, hakem odası basmak bunlarda... futbol takımı değil, suç örgütü mübarek. amatör kümeye bile düşse artık azdır verilen ceza benim için.

Çeşme Klima Servisi

yaklaşık 1 yıldır ha düştü ha düşecek vesveseleriyle bukalemunlara götlerini parmaklatan takımım. ulan düşsek de şunlar zevk çığlıklarına boğulsa istiyorum yeminle. yoksa delinecek bi yerleri adamların, yazık günahtır, ha gayret. Çeşme Klima Servisi şikeci bir takımın taraftarı olmaktan utanıp yönetici ve başkanlarına hesap soracağına daha hala utanmasızca konuşan taraftarları milyon sayıda olan kulüp keza utanan bir çok fenerbahçeli var çevremizde. ilk günden "yapmış bazı ibneler" deyip düşselerdi büyüklüklerine büyüklük katacaklardı. bizim de saygımız artardı kendilerine. bak ne oldu şimdi. ezeli rakip olmazsa olmaz geyiğine girmeyeceğim. gsliyim evet.

Çeşme Demirdöküm Servisi

2 ay önce en az bankasyaya düşeceğini yazmıştık, gelinen nokta çok daha vahim, mehmet ali aydınlar kurtaracaktı fener' i, adam en fanatik fenerbahçeli gibi çalıştı ama fenerbahçe taraftarı fenerbahçe' nin demirören' i olan ali koç' un peşinden gitti. çok kötü günler bekleyen spor kulübü. Çeşme Demirdöküm Servisi birkaç güne kadar bank asya ligine düşecek futbol takimi...platini reyiz federasyonu açikça uyardi. bu takima gönül veren cefakar taraftar da avrupa hayalleri kursun. yazk vallahi, aciyorum hallerine...

Çeşme Vestel Servisi

gelelim zurnanın zırt dediği yere.hali hazırda iki yabancı forvetimiz var bence ikiside yeterli değil. bu gözler niangı gördü artık sow bienvenu kesmiyor.e ikiside yeni oyuncu gönderemezsin yerli alternatif yok 3. yabancı forveti alamazsın.burası karışık işte. burda tamamen sow'la bienvenu'nun eline bakarız.iyi çalışır ve futbol şanlarıda yanlarında olursa yeterli olabilirler ancak. Çeşme Vestel Servisi son sözler. gökay recep ve özgür. bu üçü bu sezon forma almaya baksın.recep için bişey diyemeyiz ama özgür ve gökay her maç ilk 11de oynayabilmesi gereken yaşlara geldiler. durum bu.daha oturmuş daha geniş kapsamlı geçerliliği yüksek, kaynak ve istatistiklere dayanan değerlendirmeyi kamp başında yaparız.

Çeşme Siemens Servisi

topal, cristian ortasaha göbeğinin bir kaç güzelliği var.topal sıfır teknik ama hava topunda banamısın demiyor.cristian çok zarif bileklere sahip ama artık saçlarından mı nedir hava topunda sıfır.birbirini tamamlıyorlar. ikisininde kötü olduğu şey ise dirençli ve fiziki üst seviyede özelliklede bir avrupa maçında maalesef yetersiz kalırlar. mesela rakibimiz galatasarayın ortasahası karşısında direnç olarak yetersiz kalırlar.selçuk melo nerede baroni topal nerede.burda bizim tek artımız var oda sezer öztürk.bu adam kendini toparlarsa ozaman bizim ortasahamız baya renklenir. özerden hiç bir şekilde ve ortamda umudum yok. sol kanat stoch caner yeterli üstlerine düşen görevi geçen sezonda yerine getirdiler. alex fiziki olarak daha düşeceğini düşünüyorum ama asist gol sayısı olarak aynı alex olur.saklar kendini 3. bölgede yine işini yapar. Çeşme Siemens Servisi

Çeşme Beko Servisi

ozaman sonuç şu mutlak beklerden ve ortasa göbeğinden maksimum verim alınmalı. işte gökhan mehmet ve baroni bu yüzden önemli. selçuk artı yeni transfer önlibero olayını kapatır ki zaten mehmet topal deniliyor hertürlü güzel hamle. bu sezon baroni gülleci olmak zorunda yetmez hucumu şekillendirmeli, pas alışverişi üstüne yığılmalı, dağıtıcı görevini baroni yapmalı. baya işi var kısaca. sözleşmesinin uzatılması demek sana güveniyorum demek bu açık. iş artık baronide. bekleyip görecez. geçen sezon bekir, beklenenden üstün perfonmans sergilesede kendisinin özünü biliriz. serdardan baya ümitliydim açıkcası ama risk. yabancı stoper taransferi olması gerekiyor. Çeşme Beko Servisi sol bek ziegler kalmazsa eğer hasan ali kaldırım transferi yada yabancı taransferi şart.özgür çek risk caner bomba sol bek için. sağ kanat mehmet emniyet sübabı gibi birşey.akarı yok kokarı yok.bin git tarzı oyuncu.ama hücumda çok yetersiz kalıyor.orta açmayı bilmeyen bir sağ bek ve bir sağ açığımız var rezil durum.

Çeşme Arçelik Servisi

erken bir değerlendirme yapmak istediğim cananım takımım. ali koç transfer için hedeflerimiz belli hazırlığımız tam dedi. bu demek oluyor ki transfer sezonu fenerbahçe için kolay geçecek. bende burdan yola çıkarak bir kaç kelam etmek istiyorum. herkes davaya odaklanmış durumdayken aslında olması gerekeni konuşmam göze batacaktır lakin hayat devam ediyor. geçen sezon en aksak tarafımız hücumumuzdu. şaka gibi ama senelerdir aynı formasyonla oynadığımız halde üstüne aşşağı yukarı aynı takımla oynadığımız halde geçen sezon tıkandık, baroniyi üçüncü sezonunda keşvettik. buda emrenin sonu oldu zaten. Çeşme Arçelik Servisi bu sezon emrenin görevine baroni geçecek, artık dmc değil mc izleyeceğiz. büyük ihtimal maç başı 0,50 gol ortalaması tutturacaktır. baya yüksek bir rakam ama; emrenin şut çekmekten korkar tavırlarından da gına gelmişti. adamda yetenek vardı artı o biçim baldır bacak, ama yok arkadaş top basacam diye sağa sola koşturmaktan kafasını kaldırıp kaleye bakmıyordu. bu takım geçen sezon 2 bekini ileri hiç çıkarmadı üstüne sağ kanat mehmet hucümda kısıtlı bir silah. hucüm yapan 3 adam vardı sol kanat, alex ve forvet. bu sezon gökhan gönül geçen sezonku gibi oynarsa topun ağzına gelir. çünkü iyi çalışmadığını biliyoruz, kendiside biliyor söylüyor. çalışacaksın, güçlen eskisi gibi ol; işin bu. epi topu 2 sezon iyi futbolla efsane olmaz kimse. evet daldan dala gidiyorum toparlayacam sabır. bu sezon alex daha da düşecek bu doğanın kanunu.

12 Haziran 2012 Salı

Çeşme Bosch Servisi

şehrinden çok insanını sevdiğim, yaşadığım, güzel şehir. ayrıca kendi kendime kendimi izmirli ilan ettim. asker çocuğu olunca doğal olarak memleketin olmuyo. ben de yaşadığım şehirlerden en çok izmir'i sevdim. en çok izmirli olmayı istedim. dün geceden beri bizleri pöfür pöfür serinleten şehirdir. şehrimizdir. bir de sıcak havalarda metroya girdik mi serinlerdik, dün metroya girerken fırına girer gibi bir his yaşadım inanın... yabancı dizilerde kadınla erkek hafiften yakınlaşmaya başlayınca "aha sevişecekler lan galiba" heyecanı sırasında oluşan sessizlik var ya, işte yazın haftasonları öyle sessiz oluyor bu şehir. Çeşme Bosch Servisi geniş insanların yaşadığı şehir. kimsenin acelesi yok, panik yok işler yetişir havasında yaşıyorlar vatandaşlar. sürekli tüketilen alkol buna sebep oluyor olsa gerek. imkanım olursa taşınırım buraya, deniz kenarında rakı yudumlarım durmadan.

Çeşme Profilo Servisi

otogarı hala aynı, bir dahaki sefere daha yeni bir otogar görmeyi umut ediyorum. buna karşın kadınları hala zarif, nazik, sıcakkanlı ve güzel. bunlara ek olarak yeni bir özellik eklemiş izmir kızı; yardımseverlik. zarif, nazik, sıcakkanlı, güzel ve yardımsever o kızlardan birisi olmasaydı koca bir gün götüme girebilirdi. onu tabi gsm numaramı vererek ödüllendirdim ben de, neyse... Çeşme Profilo Servisi otobüs'de tanık olduğum bir olayı da aktarmam gerekiyor. 60 ile 70 yaşlarında oldukça yaşlı bir amca otobüste ayağa kalkıp 20'li yaşlardaki bir kadına yer verdi. şimdi bu örneği yaştan bağımsız düşündüğümüz zaman olması gereken bir şey yaş ile ilintili olarak düşünürsek biraz fazla abartılı bir centilmenlik ama yine de ben konunun yaş ile ilgili kısmına çok odaklanmak taraftarı değilim. şimdi bu şehrin kızlarının başlığı var oraya değil de bunları niye buraya yazdım? erkekleri de centilmen, nezaket sahibi adamlar onları da işin içine katmam gerekiyordu. doğduğum ve yaşamaktan gurur duyduğum, asla ayrılmak istemediğim şehir. insana aynı gün içinde hem sakince dinlenme hem de çılgınca eğlenme fırsatı sunabilir. neşeli, doğal ve anı yaşamayı bilen insanları, sokak ortasında dökülen lokmaları, her an karşımıza çıkan düzenli parkları, sıcacık boyozları, pastanelerinde satılan sıcak köy sütleri ve muhteşem gün batımı, buraya aşık olma nedenlerinden sadece bazıları. her mevsimi ayrı güzeldir, ayrı huzur verir. belki yunanlılar izmire bu yüzden kraliçe demişlerdir.

Çeşme Klima Servisi

10- garaj ve hava alanı yolu temizlenmelidir. dışardan gelirken bakıyorum izmire gelen insanlar bu mu a.q. övdükleri izmir der kesin. aklıma gelmişken o garaj nedir öyle beton yığını çirkinlik abidesi. gidip bir antalya garajına bakıp örnek alın.içi kararıyor insanın. ha esenler otogarıyla kıyaslanmaz tabi ama o istanbulluların ayıbı. şimdi çıkıp birileri canım izmirim şöyle modern böyle batılı bok atıyorlar der. emin olun ne siyasi bir amacım var ne de farklı olmak gibi bir amacım var. izmiri seviyorum ve bu aksaklıklar üzüyor beni. neden daha iyi olmasın bir düşünüp sormak lazım. Çeşme Klima Servisi karşıyakada oturmadığım için oranın sorunlarını pek bilmiyorum. ama eminim orada da birçok şey yapılması gerekiyordur.sadece en ayar olduğum şey vapur iskelesinin üstünün çetmen mobilyaya kiralanması. yazıktır günahtır bir sergi açın bir müze yapın ne işi var mobilyacının orada. eylül ayı itibarıyla yaşamaya başlayacağım şehrimizdir. okumak istedim lakin maddi sebepler beni ankaradan ayıramadı.bundan sonra aldığım devlet memuru maaşıyla anlaşmaya, geçinmeye çalışacağım izmirle. 24 yaşındayım..24 yıldır ankara'da yaşadım. alışabilecek miyim? orasını da bilmiyorum. iklimi ve iklimine bağlı olarak her şeyi, bu yaşıma kadar alıştığım şeylerden farklı olması beni cezbediyor. yenilikleri severim lakin sürekli bir tatil modunda mayışmış, laubali ilişkilerden hoşlanmadığım için az bocalayabilirim. buna rağmen, herkes seviyorsa izmiri bende severim. umarım ankarayı aratmaz bana. gerçi ankaranın sevilecek tarafından kaç madde sayabilirim orası meçhul.

Çeşme Demirdöküm Servisi

senelerdir adam gibi hizmet almadığı için hizmetsizliğe alışmış insanların yaşadığı şehir. bir izmirli ve izmir sevdalısı olarak sürekli seyahat ediyorum kentimdeki yanlışlıkları görebiliyorum. kendi fikrimce belli başlı yanlışlıkları ve eksiklikleri sıralamam gerekirse : 1- ikiçeşmelik artık genişletilmelidir. etrafındaki yıkıntı ve döküntü binalar yıkılıp geniş bir yol yapılmasının vakti çoktan geçmiştir. izmirin en işlek caddesidir , sabah ve akşam feci şekilde tıkanmaktadır. hem de görüntü olarak çok kötü durumdadır. Çeşme Demirdöküm Servisi 2-şirinyer ana cadde genişletilmelidir. bahsetmek dahi istemiyorum natonun oradan başlayıp tansaşa kadar uzanan kısım tek kelimeyle rezalet. 3- kemeraltı ve çevresi artı konak meydanı geceleri çok tehlikelidir. tinerciler cirit atar. denemek istiyorsanız hava karardıktan sonra kemeraltında kalmayı deneyin. 4- doğalgaz çok sınırlı semtlere dağıtılmaktadır. bir istanbulda ankarada en ucube semtlerde bile doğal gaz varken izmirin göbeğindeki semtlerde doğalgaz yoktur. 5- metro genişlese de çok işlevsel olarak genişlediğini düşünmüyorum. alsancaktaki tekrar gidip gelme olayına bir çözüm bulmaları lazım. tam türk işi olmuş. ayrıca üçkuyular metro hatta bitmezse bu belediye hatay civarından siksen bir tane oy alamaz. insanlar mahvoldu , dükkanı olanlar iflas etti. sahile inmeden fahrettin altaya gidecekseniz tam bir işkence. 6 - tüm otobüsler klimalı olmalıdır. izmir gibi yerde klimasız otobüs mü olur lan. 7- sahil şeridi çiçekçiler , falcılar , midyeciler , balon vurduranlar tarafından işgal edilmiş. hepsinin yasaklanması lazım. 8- yeşil alan sike sike arttırılmalıdır. çünkü diğer şehirlere nazaran şehir merkezi yeşillik yoksunudur. bir fuar, bir bahri baba parkı bir de cici park olmasa hiç yoktur diyebiliriz. onları da fazla kullanan yoktur. 9- kadifekale ve ballıkuyu restarasyonuna hız verilmelidir. hala rezalet durumda 3 tane fidan dikmişler onu gösterip duruyorlar. kadifekalenin nasıl bir potansiyeli olduğunu ve nasıl heba edildiğini üşenmeyin de bizzat konaktan otobüsle gidip görün.

Çeşme Bosch Servisi

sahil şeridi ilgisizlikten rezalet durumda olan yer. kordonda ya da karşıyaka yalıda sevgilinizle 5 dk oturamazsınız. ya dilenci gelir ya falcı ya da çiçek satan çingeneler. üstelik yüzsüzlerdir , bırakıp gitmezler. bira kutuları doludur çimlerin üstü. hatta oturulacak yerleri de seyyar fotoğrafçılarla satıcılar işgal etmiştir. pasaporttaki çay ocakları yapış yapış gelir insanın üstüne zorla çay içirmek için. balon atıcıları hem tehdit oluşturur hem çevreyi kirletir. senelerdir buraya bir çözüm bulamadılar. yani bu kadar memur var bu kadar belediye çalışanı. 100 tane zabıta görevlendirsen komple temizlikte yardımcı olur. bir ara atlı ve bisikletli polisler vardı onlar da bir işe yaramadı. balon atıcısı ne demek bir kurum buna nasıl izin verir. adam elinde havalı tüfekle şehrin göbeğinde para kazanıyor. sahipsiz şehrim benim. abi bir izmir li olarak kendi şehrimi eleştiremiyorum şu ortamda bir türlü. hemen bir savunma durumuna geçiliyor. 25 yıl izmir'de yaşadım, doğma büyüme izmirliyim ve yaklaşık 1,5 yıldır istanbul'dayım. şunu söyliyim elimde firsat olsa ya da imkanım olsa dakika durmam yine izmir'e giderim, ki gidecem zaten kısmetse, bu istanbul benim izmir'imin yanında boğuyo beni. lakin, istanbul'a gelip buradaki ortamı gördükten sonra izmir'deki bazı aksaklıkları net olarak görebiliyorsunuz. istanbul bu konuda genel olarak çok daha düzenli ki, hayvani kozmopolit yapısına rağmen! Çeşme Bosch Servisi kordon'daki falcılar, çiçekçiler vs hakkaten bazen cinnet getiriyolar. öyle bir ortamda başka bir elemen da almış eline tüfeği balon patlatmaca takılıyor. az ilerde konak meydanda her gün kadifekale'den apaçiler inip piknik yapıyolar ki konak sahil şeridi öldü mesela. götü yiyen varsa akşamları çıksın takılsın orda 1 saat, kazasız belasız eve dönerse ne ala. aşık olduğum şehrin daha da güzelleşmesi için aksaklıklarını eleştirmek en doğal hakkım. izmir'de yaşayan adama karşı da izmir'i savunmak şovanizm den başka birşey değil.

Çeşme Profilo Servisi

kesinlikle türkiye'nin en güzel şehridir, o kadar kötü planlama ve kötü belediye hizmetine rağmen de o güzelliğini koruyabiliyor. ilk 2001'de türkiye'ye ayak bastığımda izmire gelmiştim, tabi bütün türkiyenin öyle olduğunu sanmıştım, öyle güzel kafeler, gece hayatı, rahat insanlar, deniz falan filan, ama şu an ne kadar yanıldığımı anlayınca daha bi aşık oldum bu şehre. dün 6 yıl aradan sonra tekrar oraya gitme fırsatım oldu, tek kötü yanı nemli havasıydı bana göre, çok güzel vakit geçirdim ve şimdiki aklım olsaydı üniversiteyi orda okurdum. bugün (tabi artık dün) metroda giderken birinin telefonu çaldı. müzik tanıdık geldi. birden jeton düştü, ak partinin seçim zamanı televizyonlarda dönen reklamının müziği. Çeşme Profilo Servisi tanım: son seçimlerde ak partinin kendisinden nasıl bu kadar yüksek oy aldığını anladığım şehir. orda geçirdiğim iki yıla, yaşadığım onca şeye rağmen ne zaman izmir lafı geçse daha ilk günlerimde fuar alanında '' eğlencelik çiğdem '' diyerek ortalıkta dolanan adama ''oha! bu kadar rahat rahat da söylenir mi'' dediğim aklıma gelir utanırım. farklı bir dünya farklı bir hayatın şehridir, utandığım bir o kadar sevdiğim özlemimde kalan şehrimdir ayrıca.

Çeşme Klima Servisi

aliağa'dan başlayıp havalanına kadar uzanan bir metroya sahiptir. tatil yerlerinden çıkıp şehir merkezine uğramadan çok rahat bir şekilde havaalanına varabilirsiniz. bir ankara'lı olarak biraz iş, biraz gezi maksadıyla henüz tanışma fırsatı bulabildiğim ve bu yüzden de içten içe kendime kızdığım güzel insanların güzel şehri. (açıkçası bir kere daha gitmiştim ama görünüşe göre sadece önyargı sahibi olup dönecek kadarlık bir ziyaretmiş..) Çeşme Klima Servisi evet, itiraf etmek gerekirse, biz ankaralılar izmir'i, nasıl desem, pek sevmeyiz değil de, pek sıcak bakmayız. gerçi onlardan da tıpkı bu şekilde yanlış düşünenlerin olduğuna eminim. ancak kendi adıma ne kadar yanlış düşündüğümü ben şu geçen iki günde(cuma & cumartesi) anladım. iki günde ne anlayabilirsiniz demeyin, yeri geliyor bir şehrin daha havaalanına ya da terminaline adımınızı atar atmaz belli bir kanıya varabiliyorsunuz o şehirle ilgili. zaten şehirler de insanlar gibi, ilk izlenimi ilk saniyelerde edinirsiniz. ve açıkcası, bu kadar sıcakkanlı, nazik, anlayışlı, kültürlü ve güzel insanlarla karşılaşabileceğimi ümit etmiyordum. izmir'li güzel kızlara da bir not. bizim ankara kızlarından hem çok daha güzeller, hem de daha alçakgönüllüler. sıcakkanlılar ve nasıl diyeyim, ankara'da kızlar pek bakmıyorlar, baksalar da korkuyorsunuz, dövecek gibiler. ancak izmirli kızları daha rahat gördüm bu konuda. ne diyeyim, hepsini de allah sahiplerine bağışlar ve gönüllerine göre verir inşallah. umarım tekrar görüşürüz izmir'in gülen yüzü konak ve şirin camiisi hisar camii. ve tabii ki şirin insanları :) daha çok şey var yazacak ama şimdilik bu kadar, hepinizi de çok özlicem gibi.

Çeşme Demirdöküm Servisi

3 yıl aradan sonra tekrar gidiyorum kendisine. son gittiğimde yanımdaki arkadaş sormuştu "ee olm o kadar gittin geldin bir şey demedin, beğendin mi? istanbul'dan farkı var mıymış?" diye. ona cevap vermedim götü kalkmasın diye ama daha sonra dillendirmeye başladım kendi kendime "keşke izmir'de yaşasaydım" diye söylenmeye. oldum olası kalabalıktan (galatasaray maçları hariç) ve insanların görgüsüzlüğünden nefret ettim. kim bilir belki arkamda bırakacağım şeyler bu denli çok ve değerli olmasaydı "sikeyim böyle aşkın ızdırabını" deyip, bavulumu alıp çıkardım yola. dedim ya 3 yıl geçti, son gün kordon'da otururken "acaba bir daha gelecek miyim?" diye sormuştum kendime. yanımda oturan arkadaşım da taşınmayı düşünüyordu. ben fırsat bulana kadar o çoktan gitmiş olurdu. Çeşme Demirdöküm Servisi geliyorum lan işte tekrardan sana 4-5 günlüğüne de olsa geliyorum işte. "istanbul'dan daha güzelmiş havası" diyeceğim yine, "kızları güzel de çok makyaj yapıyorlar be abi" diyeceğim yine çemkireceğim işte. sevdiğimi yerden yere vurmayı severim oldum olası. delikanlı gibi söyle değişmedin değil mi? hala insanların saygılı değil mi? delikanlı gibi söyle pişman etme beni. yanlışlıkla çarptığım kişi dayak istercesine bakıcağına hala "pardon" diyor değil mi? insanların hala duyarlı değil mi etrafındaki dönen mevzulara? (bkz: izmir metrosu/@mcryan) insanların hala mutlu değil mi? en çok görmek istediğim de bunlar zaten. hadi pişman etme beni. neyse fazla uzatmıyım gittikçe ağlaklaşıyor yazı sevmedim. sürprizlerini bekliyorum bebişim. hade byez mjx kib aeo cav hav miyav.

11 Haziran 2012 Pazartesi

Çeşme Beko Servisi

gittikçe bir gotham city mi oluyor bu kent? biz mi paranoyak bir toplum oluyoruz yoksa? az önce bir arkadaşımdan bire mail aldım. haftasonu istanbul'da büyük bir bombaı eylem olacağı ve bu yüzden beş yıldızlı oteller ve alışverişli merkezlerinden uzak durulmasını söylüyordu. mesajın forward edildiği yer movenpick, bir diğeri de enka şirketleri. o şirketlere de abd konsolosluğundan haber gelmiş. onlara da cia ve mit... Çeşme Beko Servisi neyse neyse... haberin kaynağı o kadar önemli değil. birileri çok farklı amaçlarla (belki sırf eğlence olsun diye) dolaşıma sokmuş olabilir maili. ama ne olursa olsun, tedirgin oldum. ben ki forward mail masallarına asla inanmam. ama artık bu konular o kadar hassaslaştı ki en ufak bir şeyde bile tedirgin olup önlem almak istiyor insan. çünkü? çünkü olabilitesi çok yüksek. çünkü birileri lastik yakıp evlerimizin pencerisini indirirken, diğerlerinin pompalılarla cevap verdiği bir şehirde yaşıyoruz -ki bunları yapan halkın kendisi. her yer potansiyel bir bombalanma yeri oldu. geçen gün arkadaşla mcdonalds ta yemek için bir masaya oturcaz ki arkadaşım sandalyede bırakılmış bir çanta grdü. bırakın bizi, hiçbir görevli çantaya dokunmak istemeyince, çantayı almak çağrılan polislere düştü. he içinden ayakkabı çıktı:) ama sorun bu değil? bundan 5 yıl kadar önce olsa, hiç esef duymadan alır o çantayı, içine bakar, postalardım. ama artık yapamıyoruz, artık korkuyoruz. korkunun egemen olduğu yerlerde iktidarın neler yapabileceğini de biliyoruz. gittikçe bir polis hakimiyeti, gittikçe bir big brother durumu. çünkü diğer taraftan bombalamalar,taramalar, suikastlar (her kim tarafından olursa olsun) devam ettikçe, pek çok kişi bu polis uygulamalarının haklı gerekçelere dayandığını da düşünecek. yani yukarı tükürsen terör, aşağı tükürsen faşizm. ne olacağız bilmiyorum.

Çeşme Demirdöküm Servisi

sırtındaki ağırlıkla boynu iyice bükülmüş, beli ağrımış, ihtiyarlamış güzel şehir.. her geçen gün iyice kalabalıklaşıyor.. dolduğu bir an gelecek mi yoksa adım atacak yer kalmayana kadar dolmaya devam mı edecek bilemiyorum.. bildiğim, her sabah bu şehrin iyiliği için bu şehri terketmek gerektiğini düşündüğüm.. pamuk ipliğine bağlı yaşadığım şehir. işe geliyorum evimin paralel sokağında ses bombası patlayıp arabalara ve mağazalara zarar veriyor, işten dönüyorum işyerimin olduğu yerde canlı bombalar yakalanıyor, insanlar birbirlerini bıçaklıyor. sahilde yürüdüğüm yerde ertesi gün biri bıçaklanıyor, dolaştığım yerlerde kapkaç oluyor, eski evimin arkasında insanlara saldırılıyor, yolda yürürken yanlışlıkla kulaklığımı çıkarırsam bin türlü sözlü tacize uğruyorum, eteğin üzerine kesin uzun mont giymem gerekiyor gözle veya elle de tacize uğramamak için, evime hırsız giriyor. Çeşme Demirdöküm Servisi ha, bir de deprem olacak şimdi. onu bekliyoruz, neyin altında kalacağımı veya kaçıp aileme nasıl kavuşacağımı bilmiyorum. yine de sokaklarında yürürken mutlu hissettiğim şehir. hele de güneş pırıl pırıl parlıyorsa. bir de deniz kenarına ulaşabilirsem değmeyin keyfime. işte böyle manyak eder bu şehir insanı.

Çeşme Vestel Servisi

öğlen saatlerinde sağlığa zararlı olabiliyor. biraz önce çöktüm bir kaldırıma 15 dakika oturdum gölgede yoksa kalp krizi geçirmem işten bile değildi. beynim eridi sandım bir an. kafam cadı kazanı gibi güneşten çarpılmış zonkluyor. buradan salık veriyorum eğer yaşlı veya hastaysanız zaruri olmadığı suretle dışarı çıkmayınız. baya bildiğin cehennem var sokakta. Çeşme Vestel Servisi yılların hiçbir şeyi koparıp alamadığı şehir. öyleki şehre girildiğinde o mis gibi deniz kokusu burnumuzun anasını belliyor. sonra o meşhur kemeraltı çarşısı hala eski ihtişamı, şöhretiyle izmir'de olmanın bütün zerafetini içinde barındırmaktan imtina etmiyor. kah iki sarhoş karşıdan çıkıp önüne gelene omuz atıyor, kah köşe başında kavga edenler, kah bunları hiç mi hiç iplemeyen sefil şehrin esfelin zabıtaları çayını yudumlaması. özdil kadar olmasa da bayılıyoruz ona. bir de rekreasyonu var bunun tadından yenmez.

Çeşme Bosch Servisi

bu şehirdeki akılalmaz mantık hatası otobüs saatleridir. güzel kardeşim öğlen 1 ile öğlen 5 arası aklı olan hiçbir canlı yaz ayında bu şehirde sokağa çıkmaz. kaldır o otobüsleri 1-5 arasında. saatte 1 falan yap ne bileyim. (bugün güneşin altında saat 3te ve 4'te 40 derece üstündeydi sıcaklık) Çeşme Bosch Servisi git şimdi o boşalan 4 saatlik boşluğu gece 12-04 arasına ekle. kavuluyoruz amına kodum kentinte kavruluyoruz, bırak da bari gece rahat rahat içimiz bunaldığında sokağa çıkalım deniz kıyısına falan gidebilelim. mesela alışveriş merkezleri en geç 10'da kapanıyor. alın bir mantık hatası daha. alışveriş yapmaya sokağa çıkacaksan 9'dan önce dışarı çıkamazsın -şuan forum bornova için konuşuyorum- e be dürzü, en önemli alışveriş merkezin 10'da kapanıyor, 8'den önce aklı olan kimse dışarı çıkmıyor. otobüslerin 12'de iptal oluyor.

Çeşme Profilo Servisi

yaklaşık 1 ay önce 3 günlüğüne bulunduğum şehir.üçyol civarındaydım,izmir kart mıdır nedir onun yüzünden bir sürü taksi parası verdirten şehirdi benim için.nan metroya binecem kartım yok diye binemiyosun bune saçmalık.orda kimle bu konuyu konuşşam hepsinde de aynı cevap"ya benden isteseydin fazla vardı bende".hayır almak istediğin zaman da ole hemen alamıyorsun bayraklı tarafından metroya binecem soruyorum heryere kart mıdır nedir alacam artık canıma tak etmiş,yok bulamıyorsun metro durağı cevresinde.sonra turnikenin yanında insanların gözünün içine bak senin için kartı doklundursunlar diye. Çeşme Profilo Servisi

Çeşme Klima Servisi

uzaktayken deli gibi özlenendir. okuamk için şehir dışına çıkılıp bir süre ayrı kalındığında, otobüsle daha kemalpaşa'dan girerken içinizi garip bi çoşkunun kaplamasına neden olur. eve dönerken ailenizi, evinizi çok özlemenize rağmen şehri görmek adına yolu uzattırırsınız.iki üç hafta sonra kendisinden uzun süreliğine ayrılacağım şehir. son zamanlarımızı mutlu geçirelim diyorum ama, trip atıyor gidiyorum diye heralde, bu sıcaklaırn başka açıklaması olamaz. hayır senin triplerini normalde severdim ey hatun, ama bu sefer bokunu çıkarıyorsun. Çeşme Klima Servisi izmir'in bütün kavurucu sıcaklığına rağmen camları açılmayan, kliması çalışmayan tabut gibi minibüsleri bulunan şehirdir. minibüsçüler de 3 kuruş fazla kazanmak için tıka basa doldurunca olanlar oluyor haliyle. serinlemek için kapı açık seyahat ediyoruz amk. bugün yanımda oturan kadın astımdan gidiyordu neredeyse. muhtemelen hat sahibi "ben bu minibüsü beğendim bunu alıcam" deyip kendi kafasına göre hareket etmiyordur, standardı, kararları falan vardır bunun. o yüzden sıradan başlıyorum: bu minibüsleri alanın, almasına aracı olanların, bu minibüsleri tavsiye edenlerin, ilgili karar vericilerin ve bunların altında imzası olanların topunun...

Çeşme Vestel Servisi

iş saatlerinde bineceğiniz otobüs bazı bazı gelmezken işinize yaramayan diğer otobüslerin arka arkaya üçer dörder geldiğini görebilirsiniz. bu, bu şehrin laneti gibi bir şey. Çeşme Vestel Servisi türkiye'de tek midir değil midir bilemem ama gerçekten de otobüs gelmeden sıra oluşturan insanlar var burada. bunda garipsenecek bir şey yok, bu olay burada bir kültür haline geldi (otobüs kültürü, evet). tabii bu biraz da insanına göre değişir, kaynak yapmaya çalışan görgüsüz insanlar yok değil. klimasız araçların varoşlara gönderildiği iddiası hurafedir. oralara da klimalı gidiyor ama klimanın çalışıp çalışmaması şoförün inisiyatifine kalmış. mesela bornova'nın en lüks yerinde bile 80 model uçan tenekeler görebilirsiniz, mesele gelişmişlik değil.

Çeşme Siemens Servisi

uzaylı görmüş olduğum şehir. saat sabahın 10'uydu yanlış hatırlamıyorsam, yürürken bir uzaylı çarptı gözüme. alsancak'a ufo/uzaylı gezici müzesi tarzı bir şey gelmiş, bu ne ola ki diye bakarken önce uzaylı resmini gördüm ardından bunun bir müze olduğunu farkettim. tepemde falan uçmuyorlardı yani. acayip şehir, 30 derece sıcakta sabahın 10'unda uzaylı görebiliyosunuz. içine girildiği anda insanı değişik bir havaya sokan şehir. hele büyükşehir olmayan herhangi bir yerden izmir'e geldiyseniz, kendinizi yurtdışında gibi hissetmemeniz işten değil. o caddelerde ve dükkanlarda gizli bir uyum var sanki. velhasıl, ülkemizin bana sorarsanız en güzide şehri. otobüsler iş saatleri dışında işlek bir hatta 20 dk'da bir, diğer hatlarda da 40 dk'da bir geçer. otobüs beklememek için tek çözüm saatlerini öğrenmek onun için şuraya bakınız:Çeşme Siemens Servisi

Çeşme Beko Servisi

secimler tarihimize bakinca izmir'e ayri bir pencere acip, sonuclar uzerinde ciddi dusunmek sart. izmir'de secmen tercihlerine bakinca, yaygin kanaatlerin aksine evvelden beri izmir'in chp ve chp cizgisindeki partilere sadikane oy verdigini goremeyiz, bilakis 50'li yillarda yapilan tum secimlerde demokrat parti'nin izmir'de ustunlugunu goruruz. 27 mayistan sonra yapilan ilk secimde turkiye genelinde en cok oyu chp almasina ragmen, izmir'de adalet partisinin birinci parti oldugunu goruruz. 1965 ve 1969'da yine adalet partisi'nin ustunlugu ile sonuclanmistir izmir'de genel secimler. Çeşme Beko Servisi 1950-1969 arasinda yapilan tum secimler bize gosterir ki demokrat parti ve demokrat parti cizgisini temsil iddiasiyla halktan oy bekleyen adalet partisinin secimleri kazandigi ve ciddi oy tabanlari oldugu bir sehirdir izmir. 70'li yillarda chp ustunlugu ile gecer ve yine 83 secimlerinde halkci partinin 1. oldugunu goruruz. anap ve dyp cizgisinin, 87 ve 91 secimlerinde izmir'de galip geldiklerini, 95 secimlerinde ise dsp'nin 1. parti olmasina ragmen, yine anap ve dyp cizgisinin izmir'de ciddi agirligi oldugunu goruyoruz. izmir'de 99 secimlerinden itibaren dsp-chp'nin ciddi ustunlukleri var. 99'dan once boyle bir durumdan soz etmek bence cok mantikli degil. izmir icin, milli gorus bu sehirde tarihsel olarak hakimdir, son bir iki secim sadece istisnadir, seklinde bir laf-u guzaf etmiyorum. secim sonuclarini inceleyince ve mukayese edince boyle bir sonuca da varilamiyor zaten. fakat izmir'nin sanildigi gibi "solun kalesi" olmadigini soylemeye calisiyorum. daha ilginci, izmir, demokrat parti ve adalet partilerinin ciddi oranda oy aldiklari ve acik ustunluk kurduklari bir sehirdir. izmir'de ayrica milliyetcilige de ragbet edildigini gorebiliyoruz. izmir'de secmen tercihlerinin ciddi bir sosyolojik arastirma konusu edilmesi lazim gelir zira 99 oncesi yapilan secim sonuclari ile 99dan itibaren yapilan secimlerin sonuclari tutarlilik arz etmiyor, keskin bir ayrim goze carpiyor. bunun nedeni uzerinde durulmalidir.

Çeşme Arçelik Servisi

ankara bursa hatta yurdun tüm yeşillik alanını toplayıp orda keyif yapsa insan, yine de kordon'da ''deniz''e karşı yattığı, kendini ''deniz'' kokusuyla çimlere bıraktığı zamanki keyfi alamaz bundan eminim. Çeşme Arçelik Servisi tanım: ülkenin farklı bir yeri, anlatılamaz. canımdır kanımdır. türkiye'nin ve avrupa'nın en az yeşillik alana sahip şehridir. -tescilli- bunun sebebi de beceriksiz belediyeciliktir. (burda sadece chp'ye bok atmıyorum, son 100 yılda bu şehirde emeği geçen her partiye bok atıyorum) şehrin yarısı gecekondu, yarısı da öcü gibi dikilmiş boktan binalardan oluşmakta. alsancağa bırakılmış 200 metrekarelik yeşillik ile de yeşil şehir olunmuyor. şehrin doğal güzelliğini bir belediyecilik başarısı olarak göstermenin de lüzumu yok. ağzına sıçılmış bir şehirdir. sebebi de türk istilasıdır.

Çeşme Vestel Servisi | 444 1 494

akşam havaya bakacak olursanız uzaylıların bizi işgale etmeye geldiğini sanabilirisiniz. hele birde yolda giderken kaza denk gelmiş o sırada da evka bilmem kaçın elektrikleri gidip geliyorsa salavatlarla gezersiniz. ama ben seviyom bu havayı böle ıslak ıslak gezmek eve gidince kurulanın bişi de olmuyor valla. mayıs ayının bitmek üzere olduğu halde, havanın hiç de hazirana girecekmiş gibi olduğunu göstermeyen şehrim. yağmur tekrar başladı. pazartesiye kadar da devam edecekmiş yağmur. aslında finallere çalışmak için çok güzel oldu da pazar günü kuzenim evleniyor. düğün de açık havada. hayırlısı. Çeşme Vestel Servisi | 444 1 494 "ben güzele güzel demem güzel benim olmayınca... karacaoğlan kalkmış gelmiş, sanki izmir’i kıskananların hissini tercüme için etmiştir bu sözler! sanayide avrupa’ya rakip olması hoşa gitmez. namlı ustalarıyla daha dayanıklı, daha güzel makinalar ve sair mallar imal etmesi, üstelik geniş bir pazara daha çabuk ve ucuz mal temin edebilmesi bir tehlike olarak görülür. kasaba ve aydın demiryolları izmir avrupa’nın hammadde limanı olsun diye yapılmıştır, izmir sanayide alıp başını gitsin diye değil. izmir her taraftan presa altındadır. izmir’in yeri, göğü, yalısı, kıyısı, günü, güneşi, rengi, ahengi değişir, fikri, takvimi ve saati değişir, gel gör ki kadim milleti pek değişmez. yeni dünya en çok izmir’in çok milletli halini sevmez. yeni sanayi dünyası tek millet, pazarda milli hakimiyet ister. izmir çok milletli ve dünyaya açık şehirdir. kendi dininden, kendi dilinden olanlarla alışveriş et, diyenler çıkar ortaya. izmir’in pazarı bozulur. işte o gün o güzel şehrin tarihi de talihi de dönmeye başlar."

Çeşme Siemens Servisi | 444 1 494

an itibariyle dışarıya bakıp ouuv akşam olmuş diyerek bilgisayarı kapatmaya ve eve gitmeye yelteniyodum ki iş arkadaşlarım uyardı. sadece gökgürültülü kasvetli sağanak yağışmış. (yemediler.) öğlen kahve içmek için oturulacak gölge masa arıyoduk bi de, bunu da tarihe not düşeyim, sonra dönüp okuyup şaşırırım belki.çevremdeki 10 insan dan 7 sinin ilerde yaşamak için planlar yaptığı şehir. bende dahilim bu plan yapan insancıklara.. yıllaca doğuda okuduk hala okumaktayız .. üzerine zorunlu hizmetimizi yapacağız 2 sene.. e hayal kurmanın da kötü bir tarafı yok değil mi... yer açın izmir de bende gelecem ! Çeşme Siemens Servisi | 444 1 494 gök gürültüsü kesilmiyor. yaklaşık 15 dakikadır hava gürlüyor sanki uçak geçer gibi, sürekli. ben daha önce böyle bi durum görmemiştim, inşallah son olmaz. öğleyin saat 13'de (sayın okuyucu dikkat edersen 3 saat 35 dk önce) üzerimde tişört ve altımda bermudayla çıktığım evden az sonra gene çıkmaya çalışacağım. çalışacağım diyorum çünkü sokaklar bildiğin dere, bilmediğin ırmak olmuş durumda. sittin senedir güzelyalı / mithatpaşa caddesinin altyapısını düzeltmeyen belediyeye burdan selam ederim.

Çeşme Beko Servisi | 444 1 494

şimdi izmir'in havası da kızı da falan diye başlayıp klişe bir yorum yapmak istemiyorum ama sen sabah 30 derece günlük güneşlik havaya kan ter içinde uyan, 5-6 saat sonra resmen fırtına kopsun.. cuma günü yazıktır günahtır.. çıkayım kordon'da 2 bira içeyim olmadı çeşme'ye gideyim hafta sonu da denize gireyim diyenlerin isyanda olduğu şehirdir izmir bugün.. şakirt bir suser arkadasimiz tarafindan hakkinda "27 mayista gokler gurluyor, siddetli yagis var yetmedi mi" tadinda bir entari girilmesinden cekindigim guzel sehrim. Çeşme Beko Servisi | 444 1 494 yağmurun hiç bitmeyecekmiş gibi algılanmasına neden olan şehir. şemsiye falan hak getire. dışarda kim varsa sildi süpürdü yağmur iki gündür hava konusunda sınırları zorlayan şehir. sabah günlük güneşlik bir parça bulut dahi yokken öğleden sonra kara bulutlar, fırtınalar, yağmurlar... havasına da kızına da güven olmaz diyoruz ama güven konusunda tavan yaptı şu günlerde. sözde kırkikindi yağmurlarıymış bunlar. ic anadolu bolgesinde bahar geldiginde gun ici yuksek isi dolayisiyla ikindi vakti yağan ve kırk gün sürdüğü iddia edilen yağmurmuş ama sanırım artık bölge tanımıyor.

Çeşme Arçelik Servisi | 444 1 494

izmir'de geçirdiğim günlerin toplamı 50'yı geçmez. buna rağmen hayatımın en güzel günlerini burada geçirdim diyebilirim. 13,500 küsür gün içinden 50 gün. hadi haksızlık etmeyeyim, bir o kadarını da başka yerlerde yaşamış olayım. yine de dönüp baktığımda hatırladıklarım, özlediklerim sadece bu şehirde geçen günler. kadın gibi bir şehir. neresinden baksanız, neresine baksanız güzel. belki de ben önyargılı yaklaşıyorum, hep güzel bir kadın vardı yanımda izmir'e ne zaman baktıysam. onunla mı karıştırıyorum acaba izmir'i? Çeşme Arçelik Servisi | 444 1 494 kadın gibi bir şehir. hep sıcak. kışın en soğuk gecelerinde bile size sarılır, üşümenize izin vermez. canlılığıyla, hayat dolu haliyle içinizi ısıtır. hiç beklemediğiniz anda surat asar bazen, gökleri kararır, sizi it gibi ıslatan bir yağmurda yürütür koşar adım. arkasından gülümser ama, güneşini esirgemez. az önce ıslattığı elbiselerinizi kurutur sıcak çehresiyle. dedim ya, kadın gibi bir şehir izmir. git dese de elinizi bırakmaz. öyle bir sevdirir ki kendini, bir daha kalbinizden çıkmaz. belki de ben önyargılı yaklaşıyorum, güzel bir kadın sevdim izmir'de. acaba onunla mı karıştırıyorum? öyle bir büyüsü var ki, bir kez kendine bağladı mı bir daha aklınızdan çıkmaz. nereye giderseniz gidin mutlaka izmir'le karşılaştırırsınız. izmir'in sokakları daha güzel, izmir'in taş konakları daha güzel, izmir'de vapurlar bile daha güzel geçiyor denizi dersiniz. kadın gibi bir şehir izmir. bir kez gördünüz mü artık aklınızdan çıkmaz. rüyalarınıza girer. hayallerinizi süsler. sürekli özlersiniz. belki de ben önyargılı yaklaşıyorum. güzel bir kadın vardı izmir'de. onunla mı karıştırıyorum?

9 Haziran 2012 Cumartesi

Çeşme Vestel Servisi

- çok kültürlülükten nasibini almamış, siyaset bilgisi inkılap tarihi kitaplarıyla sınırlı, medeniyeti kendi dar elitisit yaşam tarzını yaşamak zanneden "beyaz izmirliler"e de bir çift lafım var. yerel seçimlerde oy kullandığım sandıktaki bir anımı sizlere hediye ediyorum: mekan gazi ilkokulu. 2. kattı galiba, 1382 sk. sakinleri oy kullanıyor. bilenler bilir, alsancak - gül sokak demografisi, etrafında fırtınalar koparılan izmirli algısının başkentidir. önümde bir aile, arkamda iki aile. önümdekiler ile arkamdakilerin biri arkadaşlar. dedim ya, anneler babalar aynı okullardan; kadınlar itk'dan tanışıyor, erkekler oy kullandıkları sınıflarda okumuşlar vs... tam sıra bizlere geldi, öndeki ailenin çocuklar girdi sıraya. arkada tanışık olmayan aileden itiraz geldi, biz burada ayakta bekliyoruz fala filan diye, anladınız konuyu. iş medeni olmaya falan uzadı, garip tartışmalar dönmeye başladı. "ay bana medeni olmayı öğretecek" gibi cümleler havada uçuşuyor. yuh dedim. gerçekten fonksiyonel anlamda medeni olmak diye bir şey yok, tamamen makyaj söylemler. işte bu profil izmir değildir arkadaşlar. ha, olay adana'da olsa belki kavga çıkardı, o ayrı. ama dediğim gibi, izmirli olmak konusunda gayet iddia sahibiyim, beni kusturacak bir yapmacıklık da yok değil. ben şehre medeni demem, karşıdan karşıya geçenler sağdan yürümedikçe. Çeşme Vestel Servisi - son sözüm yeminli izmir düşmanlarına: eziksiniz. - en son sözüm üç büyücekleri tutan izmirliler'e, göztepem'in on yıllık pankartıdır: izmirli olup da istanbul takımlarını tutanlar önce bizim takımları tutsunlar! mardinli çocuk kalkmış gelmiş oradan, burada göztepeli olmuş, mardinspor göztepe maçında önce mardinliler derneğinde göztepeliler'i ağırlıyor, sonra maça gidiyor göztepe atkısıyla. sen çıkmışsın, laik demokratik türkiye'nin kalesi izmir'in aşığıyım diyorsun, boynunda gese, febe, bejeke atkısıyla. bu nasıl iş? - (mikrofonum kapatılmadan önceki son cümle) bir zahmet izmir'i ulusal siyasetin mezesi yapmayın.

Çeşme Siemens Servisi - 444 1 494

-yurt sathında "izmirli" algısını oluşturan başlıca faktör, dışarıda yaşayan, okuyan izmirlilerdir. insan gurbete gidince bir başka hal alıyor, homojenleşiyor galiba. burada okudum, burada yaşadım, sadece askerlik için dışarıda kayda değer bir süre geçirdim. hem ben değiştim, izmirci oldum, hem de gerçekten biraz farklı olduğumuzu gördüm. ilginç bir anı, çocuğun teki askerde şöyle dedi: "abi sen izmirli değilsin!" çünkü "bilader" demiyormuşum. ey sözlük ahalisi, budur sizin yanlışınız, aynen o çocukta olduğu gibi: etrafındaki 2 kişiye bakarak aslan kaplan genellemeler yapıyorsunuz. otuz senede topu topu 1 ay ayrı kalmamışımdır izmir'den, yamanlar'dan, şemiklerden iki tertip tanıyan çocuk, ki muhtemelen nüfus kağıtlarında izmir yazmıyor bu örneklerin, beni iptal etti. komik oluyor sözlük bilgeleri, o çocuk okumamış, etmemiş bir gençti. o kadar mı analiz yapabiliyorsun? - şu kabu Çeşme Siemens Servisi - 444 1 494 l, izmir benim normalim, başka yer bana anormal geiyor, izmir de o başkasına, tamam. peki her şehir için eçerli değil mi bu? şehri geçtim, güzel ülkemde her bitişik köyde, kasabada bir üstünlük, farklılık rekabeti varken neden bu izmirli'nin burnu büyükülğü olarak lanse ediliyor? kaç şehirde "bilmemnekent izmirliler lokali" var? bana sorarsan rizeli, artvinli, erzurumlu, vanlı, diyarbakırlı, kayserili daha bir hizipçi. akdeniz ve ege (fazla göç vermemesi itibariyle de) böyle semptomlar göstermiyor. - kim ne derse desin türkiye gittikçe muhafazakarlaşıyor, mahalle baskısı bastıranındır oluyor. bu ortamda izmir on numara rahat bir şehir. öyle kürt olmak, müslüman olmak vs gibi ajitasyon dolu başlıklar açmayın. onun yerine biraz inceleyin. - gerçekten izmir-izmirli olayını incelemek isteyenlere tavsiyem göztepe tribünlerini araştırsınlar. fetişizm ötesi bir izmir saplantısı vardır göztepeli'nin. açın bakın multimedya arşivlerine, faebook gruplarına, "biji göztepe"ler görürsünüz, bilimum marjinal sol edebiyat görürsünüz. deplasman otobüsünde pkk'ya pekeke diyenle duvarlara t.i.t. yazanlar beraber otururlar. çok azı iki kuşaktır izmirlidir ama burada bilgisizce ama bazen de doğru bir şekilde eleştirilen izmirciliğe boğazına kadar batmıştırlar.

Çeşme Beko Servisi

bu parçalanmışlığın - en azından sözlük ortamında - en popüler malzemelerinden biri; izmirfobi vs izmir fetişizmi şeklinde cereyan etmekte. neymiş, bir izmirli "bütün kürtlerin ve yobazların şehrimden gitmesini istiyorum" yazmış. eee? bunun üzerinden tartışma mı yapılır? bir kişi böyle demişmiş! 3 milyon nüfuslu bir şehirden biri böyle der, diğeri öyle der. bunun üzerinden izmirlilik analizi mi yapılır? ben de istanbul takımı tutulmasın istiyorum. bir açıdan bakınca bu da faşistçe, değil mi? pek sever olduk ota boka faşist-faşizm demeyi. (marksist pkk bile faşist oldu ya, neyse) kendi tespitlerimi sıralayayım, sorusu-itirazı olan olursa çaksın mesajı: Çeşme Beko Servisi -izmir'i izmir yapan önemli unsurlardan biri gayrimüslimlerdi. sayıca azaldılar, anadolu'dan göç geldi, şu anda miras yiyoruz. ama en azından beni musevi, levanten, katolik arkadaşları olan bir anne-baba büyüttü. bu kültürel miras yadsınamaz. apartmanda hala 3 gayrimüslim komşumuz var. zemindeki çukolatacımız musevi, her cuma "hayırlı cumalar" der. ben onun bayramını kutlarım, o benimkini. ortaktır zaten bayramlar. unutmadan bir not: osmanlı döneminde izmir'de cuma-cst-pz tatilmiş. müslüman, yahudi, hristiyan sıralaması. pazartesiyi de izmirli tatil ilan edermiş, kendiliğinden... amin maalouf'un yalancısıyım. -izmirli keyifçidir. yukarıdaki son cümle sebep olabilir. istanbul'a her gidişimde bunu daha iyi anlıyorum. iş dünyası olarak, zihniyet olarak çok çok çok gerilerdeyiz. iş dünyası deyince; küçük türkiye'dir izmir. biz nasıl ki ülke olarak birbirimizi yemekten koca dünya arenasında bir başmıza kalırız hep, izmirli de birbirini yemekten ulusal arenada pasif kalır, lobicilik yapamaz. profesyonel bir iş paslama, herkes gelişsin bilinci yoktur.

Çeşme Arçelik Servisi

nasıl bir yer olduğunu anlamadığım şehir. hayır, şurada saysan orjinal izmirli, muhiti olan, birbirini tanıyan aileleri, anne babaları aynı okula gitmiş, çocukları da aynı okula okula giden insanları - bizbize kırk kişiyiz, birbirimizi biliriz- modundayız. siyasetçi, tüccar, sanayici, bir iki kuşak geriye gidebilen dar bir kemik izmirli nüfusu var. hatta daha da geriye giden 3-5 aileyi geçmez, çoğumuz balkan göçmeniyiz. demem o ki, evet, ben tanırım izmir'i, bilirim. izmirli'yi de tanırım. sözlük'te izmir hakkında atıp tutanları geçtim, fetiş biçimde savunanlardan da iddialıyım bu konuda. ülke çapında yaratılan izmir algısı, yapay bir algı. kendini bu konuda yoranlar, laf atmak için çabalayanlar ve 'izmir'in dağlarında çiçekler açar' marşıyla savunmaya geçenler bir rahat dursunlar. Çeşme Arçelik Servisi izmir'de belirgin bir kürt, islamcı veya çok sevilen şekliyle ifade edeyim, bir "öteki" alerjisi yok. 2002'den beri çok arzu edildiği şekliyle tüm türkiye bir chp-akp kutuplaşmasına gidince nasıl bütün millet histerik bir hale girdi, izmir de bundan kendini sıyıramadı. burada bıdı bıdı edenlerin çoğu izmir'i chp'nin kalesi sanıyor ya, daha ne denilebilir ki... farkında mısınız, tüm türkiye hem kafaca hem kalben bölünmüş durumda. toplum bir yana, devlet kurumları bölünmüş durumda. akşam haberleri açıyorsun, her bir konu hakkında birbirine girmiş bilimadamları, kanaat önderleri, siyasi partiler, akademisyenler, bürokratlar görüyorsun. ne marmara fay hattı, ne de tutukluluk süreleri hakkında uzlaşabilen iki karşıt görüş yok, çünkü uzlaşma diye bir mekanizma yok.

Çeşme Bosch Servisi - 444 1 494

2011 yılına emre aydın'la girmeyi tercih ederek, eğlence anlayışına yeni bir soluk getiren şehirdir. her kim izmir'de o gece insanların, türkiye'nin en depresif şarkıcısı ünvanına sahip emre aydın'ı dinleyerek de yeni yıl neşeli gireceğini iddia edip böyle bir organizasyona giriştiyse, bu büyük yanılgısı için onu tebrik ederim. halkının, izmir'deki taşeronluğun kaldırılışı hakkında sayfalar dolusu yazı yazması, bu olayı kutlaması ve en önemlisi gündemde tutması gerekirken hala aptal "boyoz, gevrek, kordonda bira, havasını özlediğim" muhabbetleri yapması insanı çıldırtıyor. türkiye'nin en gamsız, en duyarsız halkı olduğu konusundaki düşüncelerim her geçen gün artıyor. gamsızların şehri. izmir çok modern, çok demokraağtik he anam öyle. Çeşme Bosch Servisi - 444 1 494 7 yıl gibi uzatmalı bir öğrencilik hayatını geçirdiğim şehir. başta bu şehirde ruh yok diye dolanıyordum sonra şehrin ruhunu keşfettim. huzur vericiydi, işte herkesin söylediği gibi rahattı... izmir yüzünden çok sevdiğim istanbuldan soğumuşum artık sürekli sövüyorum güzelim memleketime. sanırım içime bilmiş bir izmirli kaçtı! çocuklugun masal sehridir. her cocukluk gibi de eriskinlige zerresi kalmadan kusaklar boyunca butun buyusuyle tekrar tekrar dagilir gider. hala izmirin pesinden kosanlar yirmi alti numara cocuk ayakkabilarina yetiskin ayaklarini sokma ugrasi veren romantik kisilerdir. yaslari 15'le 95 arasinda degisir. ayak parmaklari dar alanda bu kadar cok ileri itilmekte israr edilirse bu sikisik zamanlardaki inat gun isigi bollugunda rasitizmden fasizme kadar turlu hastaliga yol acabilir. oysa zaman parmaklari degil saflari siklastirma zamani. cocukluk cocuklukta ve cocuklara birakilmali, izmir eriskinlerin dunyasina adim atmalidir cunku dunyayi cocuklar guzel kilarken eriskinler degistirir. cocuklukta gereksiz israr kendi icinde ayri bir karsi-devrimciliktir. izmir artik icinden curuyen cinarlari, giderek kendi kafasindaki kopuk yasami- ustelik de tuhaf bir hirsla- surduren, bunamis yaslilari cagristiriyor. bu haliyle tam da sistemin icindeki mevcut muhafazakarliga karsi cikarken kendisi bilesiminde bilincli tuketici ve saglikli yasam etken maddelerinin yer aldigi bir cesit cilayla parlatilmis baska bir politik muhafazakarligin ve duyarsizligin tohumlarini atiyor. izmir benim de cocuklugumun masal sehriydi, icine dustugu bu hale uzulmuyor degilim.

Çeşme Profilo Servisi - 444 1 494

3 kasım 2002 seçimlerinde cem uzan kişisinin palavralarına yüzde 20'lik oranla en çok inanan yurdum şehridir. ama -bugün benim de yaptığım gibi- izmirli birine bir yanlışlık yapıp bu durumu sorsanız en bilinçli seçmenin izmir'de yaşadığını iddia eder de dururlar. üstelik bunu da güzel izmir'in bir sahil şehri olmasına ve izmirlilerin çok balık yemelerine bağlarlar. yanlış anlaşılma olmasın izmiri ben de seviyorum. ülke sınırları içindeki en güzel kızların bu şehirde ikamet ettiğini ben de biliyorum. izmirlilerin bir çoğunun hoşgörü konusunda bir çok şehirden daha ilerde olduğunu ben de kabul ediyorum. ama bu detay ve yükselen izmir milliyetçiliği de bana ilginç gelmiyor değil hani. Çeşme Profilo Servisi - 444 1 494 "dev ile cengi göze alamayan, has güzele eremez. ağacın hep suyuna giden, ağaca sokrasından kalem sallayamayan zenaatkar olamaz. debbağ yanına durup masaldan akıl çıkarmayan çırak, tez elden çırak çıkar, ne etse postu deri edemez. çırağın kabiliyetsizi köpek bokuna burun büker. köpek boku toplamayan çırak, makbul deriye kimya çıkaramaz. kimyası ayar düşmeyen deriden hiç hayır gelmez. yaptığının hayrı olmayan, mertebede ustalığa varmaz, varamaz. sade işte değil, yaren meclisinden de ruhsatlı olmalıdır usta olacak çırak; sazda, sözde, raksta hünerli olmalıdır. usta olmak her kulun harcı değildir. usta, eşrefi mahluk olandır. usta, aklı ilahiden pay alan, “enel hak” demeyi hak edendir. en kavi maddenin gönlün edip en güzel sıfatları hakk edendir. izmir ustalar zenginidir, hakikatli ustalar şehridir izmir." talat ulusoy bir bölümünü daha önce yazdığı izmir masalına devam ediyor.

Çeşme Klima Servisi - 444 1 494

öyle bir şehir ki burası,iş imkanının birkaç şehire göre daha az olması,gece hayatının(konserler,barlar vs.) haftaiçi günlerde pek durgun olması ya da en basitinden kısmi bölgelerdeki trafik ve yol sorunun yıllardır süren metro çalışmaları yüzünden ağzına sıçılması,ondan soğumanızı hatta ve hatta nefret etmenizi bile sağlayabilir.bu noktada kişinin yapması gereken tek şey 5 gün(denenmiştir) şehirden uzak kalmasıdır.gerçekten yeterli oluyor. belki izmirli değil de istanbullu olsaydım bu lafları orası için de söyleyebilirdim.bunu hiç bir zaman bilemem ancak şöyle de bir gerçek var,söylendi mi daha önce bilemeyeceğim ama ; izmir,türkiye'nin amsterdam'ıdır.nokta. izmirliyim. yilmaz ozdil ve onun yardakcilari yuzunden artik yoruldum sehrimi sevmekten. nedir bu ya? izmirli mi sadece kemalist. her gun 7, 8 hemsehrim facebook uzerinden yilmaz ozdil in gunluk yazisini paylasiyor sanki isteyen hurriyetten okuyamayacakmis gibi. Çeşme Klima Servisi - 444 1 494 yani paylasan otomatik kemalist mi oluyor ulkesini mi seviyor anlayamadim. asgari maas nedir bilmeyen cahiller bir anda yurtsever, aydin kesilmeye basladilar. sorarim yilmaz ozdil okuyarakmi oluyor bu is? eger oyleyse genis capli bir masturbasyondan oteye gidebilecegini dusunmuyorum. gidin biraz doguyu okuyun. izmir i zaten biliyorsunuz, biliyoruz.

Çeşme Demirdöküm Servisi - 444 1 494

istanbul'dan en büyük farkı heralde zaman kavramıdır. istanbul'da zaman daha hızlı akar. insanlar sürekli bir yerlere yetişme çabası içerisinde. bu yüzden istanbul'un bu yoğun temposuna alışan biri için izmir sıkıcı gelir. aynı şekilde izmir'de rahata alışmış biri de istanbul'da yapamaz. Çeşme Demirdöküm Servisi - 444 1 494 izmir'de yaşamaya alışmış biri olarak bir haftalığına istanbul'a gittiğimde, daha 2. günde izmir'e dönme isteği içimi kaplamıştı. bunun sebebi istanbul'un kötü yanları falan değil, tamamiyle izmir'in rahatlığının kendine çekmesiydi. yoksa istanbul'da gezilip görülecek o kadar çok yer var ki değil 1 hafta, 1 ayda bitiremezsin. izmir'de öyle değil halbuki. 1 haftada görülebilecek her yeri görür bitirirsin. ama akşamın 9'unda kafana esip de alaçatıya gitmenin keyfi zannedersem başka biryerde yoktur. yani istanbul ile izmir'i sidik yarışına tutmak büyük saçmalıktır. rahat bir yaşam seçenler izmir'i, tempolu bir hayat seçenler de istanbul'u tercih edecektir muhakkak. bu arada istanbul'dayken hayatımda ilk defa insanların vapurda ayakta gittiğini gördüm, işte o çok garip geldi

Çeşme Bosch Servisi - 444 1 494

gerçekten güzel bir şehirdir. ama bir nutella muamelesi görmeyi hakeder mi emin olamadığım şehirdir aynı zamanda. izmirlilerin büyük kısmına göre izmir türkiye'nin en güzel şehridir, bazıları ise istanbul'la izmir'in kapışacağını söylerler. ama onlara "istanbul'da boğaz var, tarih var, bir sürü yemyeşil alan var, envai çeşit kültür-sanat-spor faaliyeti var, izmir'de ne var" deseniz, muhtemelen alacağınız cevap "kordon + güzel kızlar"dan öteye gidemez. evet, kordon gerçekten güzeldir, kızlara da laf yok. ama izmir'de yapılabilecek şeyler istanbul'la kıyaslanamaz bile. izmir, ankara'dan güzel olabilir, ama bence eskişehir de izmir'den güzeldir. ayrıca izmir'in havası kesinlikle güzel değildir, yazın o sıcak insanı katil eder, o açıdan ankara bile izmir'den iyidir. Çeşme Bosch Servisi - 444 1 494 izmir insanına gelince. genel yargı izmir'in anti-yobaz ve ilerici olduğudur. izmirliler dinci değildir ama kendi dünya görüşleri çerçevesinde en az yozgatlılar kadar yobazdırlar. tanıdığım izmirlilerin %90'ı kürt düşmanıdır, onlar için en iyi kürt asimile olmuş kürttür. onlar için kürtler vergi kaçakçısıdır, izmirlilerin verdiği vergiler sayesinde avantadan yaşayan çapulculardır. ve bu saydığım ağır görüşler, izmirlilerin hepsi için değilse de büyük kısmı için geçerlidir. ha, iyi yanları yok mudur izmirlilerin, vardır. cana yakındırlar, muhabbetleri iyidir, misafirperverdirler. ama yine de:

Çeşme Profilo Servisi - 444 1 494

hakkında en çok mit yaratılan şehir. bir istanbullu ve bolca da izmire gidip gelmiş epeyi izmirli arkadaşı bulunan biri olarak, -istanbul kadar çok fazla aksiyonlu bir gece hayatı yok ama eğlencede istanbul aksine kişi bela aramıyorsa başına bir şey gelme olasılığıda düşük. -boğazda rakı balık yapmak ayrı bir dünya kilizmanda önce selanikli balıkcı abiden balıkları alıp sonrada alyanak abide pişirtirip meze ve rakı eşliğinde lüpletmek ayrı bir keyif. - trafik derdi pek yok aynı gün içinde çiğli organizede müşteri ziyaret edip torbalıda başka bir müşteriye görüp saat beş gibi kordonda bir bira içilebiliyor. Çeşme Profilo Servisi - 444 1 494 -kızları güzel mi değil mi ayrı konu ama kordon da sabah yürürken bir kıza günaydın diyince o da günaydın diyor,gün güzel geçiyor. -ticari olarak sağlam müşteri de izmirli oldu kazık atıp paranın üstüne yatanı da bu her il için böyle. -iklimi güzel hele bahar ayları sonbahar ilkbahar muhteşem -istanbulda da yakınlarında güzel vahalar var izmir'inde güzel küçük kasabaları aradaki en büyük fark birine gitmek için iki saat araba sürmeniz diğeri için belki 1 saat. -istanbula göre daha rahat ve daha sakin ama çok medeni diyorsanız mesela karşı kıyıdaki selanik izmirden daha da medeni. -son dönem akp karşıtlığının başkenti olmuş durumda bu durum şehir üzerine gereksiz bir yük ve stres getiriyor. kısacası güzel izmir,deniz kıyısında eski levanten kültürün esintilerini barındıran yaşaması keyifli bir şehir.

Çeşme Klima Servisi - 444 1 494

ilk ve tek zorunlu gidişimde fuar nedeniyle kötü bir bölgesinde konaklamak zorunda kaldığımdan, dolaştığım her yerin birbirinin aynısı olması nedeniyle ya biz buradan az önce geçmemiş miydik sorusunu sürekli tekrarlamak zorunda kaldığımdan, organizasyonu düzenleyen kişilerin işlerini yapmaması nedeniyle diken üstünde oturmak zorunda kaldığımdan, basit bir pastanede masaya oturmak istediğimizde insanların giyinip süslenip sıra beklemesi nedeniyle bizimde sıraya girmemiz konusunda ısrarda bulunan garson yüzünden parktaki bir bankta karnımı doyurmak zorunda kaldığımdan, sadece istanbul'a dönüşünün güzel olduğunu düşündüğüm bir şehirdir. Çeşme Klima Servisi - 444 1 494 şehrim için; çok güzel bir kadının durduk yere daha iyi yemek, daha güzel bir ev ve kıyafetlere sahip olması için bir pezevengin himayesine girmesini önerenler var. üstelik de vadedilen kıyafetler emanet, ev kira olacak, ancak bu süre içinde eğer yiyebilirse yediği kar kalacak yanına yalnızca hanımefendinin. zaten sadece yedikleri kar kalan ya da onlara özenen omurgasızlar için normal bir düşüncedir bu himaye meselesi...

Çeşme Demirdöküm Servisi - 444 1 494

seveni de sevmeyeni de çok olan şehir. yalnız çok garip argümanlar görüyorum; şehrin güvenli veya güvenli olmayan kısımları için... normalde zaten "güvensiz" olarak nitelendirilen yerlerde eğer bir işin, evin, akraban falan yoksa yolunun geçmeyeceği yerler... zaten insanların da "güvenli" olarak nitelendirdikleri yerler hayatlarının büyük çoğunluğunun geçtiği yerler... normal bir vatandaş işi düşmediği sürece veya bir tanıdığı olmadığı veya orada yaşamadığı sürece zaten tenekeliye falan gitmez, otogarda işi yoksa çamdibinden geçmez daha örnek çok... mevzu bahis "güvensiz" bölgelerin de güvensiz olmaları sosyo-ekonomik yapıdan ve eğitim düzeyinden kaynaklanır, yani türkiyedeki her şehrin yaşadığı klasik sorunlardır izmire has değildir. onun haricinde sözlükteki delikanlı kardeşlerimizin "sıkıysa şuralara gitsinler" dedikleri yerlere gitmiş biri olarak hatta gidip de suratına silah dayanmış biri olarak çok rahat söyleyebilirim ki "adam" olduktan sonra, apaçilik yapmadığınız sürece başınıza bişey gelmez. elbet bir iki istisnai bölge vardır; pantolonun cebinde telefonun kabarıklığını görüp "bi baksana bilader" diye çağırılabildiğin, adres sormak için durduğunda arabanın başına 20 kişinin toplanıp "bi durum mu var bilader" ayağına arabayı kaldırıp götüreceklermiş havasının estiği, kapkaça bahane olması için yanındaki grup halinde gezip "sen benim bacıma mı baktın bilader" deyip dayakla karışık cüzdanın elden gitmesine şahit olabildiğin durumlar da olabilir tabi ki... ama sadece izmirde olmuyor bunlar. Çeşme Demirdöküm Servisi - 444 1 494 bunun haricinde "güvenli" diye nitelendirilen yerlerde zaten sürekli polis devriye gezer, sivil polisler de aramızdadır. zaten çoğunluğun maksadı eğlence olup kimse de bela aramadığı için tatsızlık minimum seviyede olur... bu bir meziyet veya özellik değildir, olması gerekendir. sadece izmirde değil bütün türkiyede olması gerekendir, her şehirde de böyle "güvenli" ve "güvensiz" diye adlandırabileceğimiz yerler vardır. ama malesef maksat laf atayım prim yapayım diyen arkadaşlar sayesinde bolca kötülenir, buna sinir olan arkadaşlar da bolca över böylece ortaya "kendini çok beğenmiş izmirli" profili zorla çıkartılmış olur... seni en mutlu eden yer en güzel yerdir; en güzel yer seni mutlu etmiyorsa bir anlamı yoktur...

8 Haziran 2012 Cuma

Son 3 numarayı kestirmek

bir çok kez gerçekleştirdiğim eylemdir. kullanım rahatlığı bir yana görünüm açısından da benim için tercih nedeni olmuştur. bütün bunları bir yana bırakırsak bu başlığı görünce yüzümde bir tebessümle hatırladığım bir anı vardır ki anlatmadan geçemeyeceğim. üniversite 2. sınıfta bir vize haftasıdır. 6 arkadaş eve tıkılmış mekanik çalışmaya çalışmaktayken, canı sıkılan arkadaşlardan biri elinde tıraş makinesi ile içeri gelir ve saçını 3 numaraya vurmam için makineyi elime tutuşturur. biz bu eylemi gerçekleştirmek üzere banyoıya gitmemize müteakip yaklaşık yarım saat sonra ikimizde kafalar 3 numara olarak içeri geri döneriz. bizi gören diğer 4 arkadaş da bu furyaya katılır ve sabah vizeye, 6 tane kafalar 3 numara adam olarak gidilir. sınıfa girilidği anda kopan kahkaha tufanı ise hiç bir zaman unutulmayacaktır. *

Çeşme Vestel Servisi

eskiden zebille yetişen meyvelerine şimdilerde 'egzotik' muamelesi yapan ilimiz. tohumlarına ithalat serbestiyesi getirilmesinin etkisi, çorak topraklarda bu kadar olabiliyormuş? m.ö 1000 yılında nufüsunun tamamı aiolller ve ionlardan oluşuyordu. şimdi bir tane bile yok. o derece. Çeşme Vestel Servisi izmir hakkında cok sey duydum ama faşizm dendiğinde akla ilk gelen yer oldugunu öğrenmek bugüne nasipmiş. ulan gitmesek, görmesek... ya ben lan neyse bi şey demiyorum asimilasyon ile katliam arasındaki farkı bilmeyen insanların da yaşadığı bir şehir. ırkçı bir il olarak yaftalanmalarının nedeni olarak çoğunluğu göçmen ailelere mensub yeni nüfusun, bir zamanlar tıpkı rum ve ermenilerin maruz kaldığı muameleye benzer bir şekilde yaşadıkları topraklardan acı hatıralarla atılmalarının etkisi unutulmamalı.

Çeşme Siemens Servisi

hani izmir'e çemkireni çok görmüştüm de genelde "çok abartıyosunuz şehri.", "o kadar güzel değil şehir.", "çok sıcak.", "körfez bok kokuyir.", "izmir de bozdu." eksenindeydi bunlar. sosyolojik açıdan belki de şehirde yaşayanların genelinin muhafazakar kesime karşı önyargılı olduğu iddia edilip, eleştirilebilir. fakat gel gelelim hiç "faşizmin kalesi yea, faşizm denilince akla gelen ilk yer!" gibi gerçekle bir alakası olmayan, abuk bir iddia duymamıştım ama sağolsunlar her şeyin bir ilki varmış. ortaya atılan iddiaya getirilen argüman ne bakalım: "günahsız mısınız siz yea?". Çeşme Siemens Servisi tek rum ve ermeni yaşamıyomuş. vauv.

Çeşme Beko Servisi

hani izmir'e çemkireni çok görmüştüm de genelde "çok abartıyosunuz şehri.", "o kadar güzel değil şehir.", "çok sıcak.", "körfez bok kokuyir.", "izmir de bozdu." eksenindeydi bunlar. sosyolojik açıdan belki de şehirde yaşayanların genelinin muhafazakar kesime karşı önyargılı olduğu iddia edilip, eleştirilebilir. fakat gel gelelim hiç "faşizmin kalesi yea, faşizm denilince akla gelen ilk yer!" gibi gerçekle bir alakası olmayan, abuk bir iddia duymamıştım ama sağolsunlar her şeyin bir ilki varmış. ortaya atılan iddiaya getirilen argüman ne bakalım: "günahsız mısınız siz yea?". Çeşme Beko Servisi henüz daha üç yıllık izmir'li olarak sırasyıla henüz denize atılmamış, kesilmemiş, sabun yapılmamış ve taşlanmamış en az 10 rum, 3 ermeni, 2 yahudi ve sayısını bilemeyeceğim kadar çok selanik'li tanıdım. totalde tanıdığım izmir2in yerlisi, manisa'lı felan sayısı bundan da fazla değildir.

Çeşme Arçelik Servisi

her ne kadar bana göre imkansız olsa da olaki 2015 de ya da daha yüksek ihtimalle 2020 de expoyu alırsa nasıl bir anıt yapacakları çok merak ediliyormuş. fransanın eyfel kulesini expo için yapması gibi, her expodan sonra şehire bir expo simgesi yapılması geleneği gereği bir simge anıt yapılacak çünkü. acaba projede ne var? bugün tek bir ermeni ya da rumun yaşamadığı bu şehir, onların yakılan evlerinin küllerinden yeniden doğmuştur. belki de bu nedenle yerlerine gelenlerin ırkçılıkta ellerine su dökebilecek olanı yoktur. zira, bugün faşizm denildiğinde boşuna akla ilk gelen il izmir olmasa gerek. Çeşme Arçelik Servisi bu kadar ermeni ve rum arkadaşım ile ailelerinin herhalde uzaydan indiklerini hatırlatan şehir. lan yoksa izmir'de değil miyim ben? ev sahibi bir izmirli olarak az öne kiracım olan bir rum ailesini daha evden çıkardım. o derece. ee izmirliyiz sonuçta, faşist olmam lazım bazı adı belli grupların temenni ettiği gibi.

Çeşme Vestel Servisi - 444 1 494

oncelikle, selami ozturk'ten esinlenerek "izmir'in ritmini degistirmek isteyenlere izmirlilerin selami var" demek istiyorum. 29 mart'taki bu dogum gunumde tum sevdiklerime "bana dogum gunu hediyesi almayin, oyunuzu chp'ye verin" demistim. en guzel hediyemi de memleketim izmir'den aldim. 30 ilcenin 28'inde -kemalpasa gibi muhafazakar ilceler dahil- chp'yi secen izmirliler, izmir'in ritmini degistirmek isteyenlere saglam bir 'kapak' hediye etti. benim evimin bulundugu, ailemin yasadigi buca'da chp'nin %50'nin uzerine cikmasi da mutluluguma mutluluk katti; zira gecen secimlerde buca ve gaziemir'de secimleri akp kazanmisti. gaziemir de chp'nin! Çeşme Vestel Servisi - 444 1 494 dogum gunumde yuzumu kara cikarmayan izmir'ime ve izmirlilere cok tesekkur ederim. mazal tov!

Çeşme Siemens Servisi - 444 1 494

bir elde rakı bir elde bira ile sahillerinde turlar atılacak kent. atatürk, izmir'i aldığında bir otele gitmiş şimdi adını unuttuğum. tabi o sırada izmir yanıyor, oteli de boşaltmak üzereler. garsona sormuş "yunan komutanı buraya gelip rakı içti mi?" garson "hayır" demiş. "e ne diye işgal ettiler burayı bu adamlar" diye tepki vermiş atatürk. 29 mart 2009 yerel seçimlerinde "izmir'i alacağız" diyenlere, izmir aynı tepkiyi vermiştir. aziz kocaoğlu çok başarılı bir belediye başkanı olmayabilir. limanlar gelişmeyebilir, kat kat iş merkezleri yapılmamış olabilir, şehirin en güzel manzaraya sahip bölgelerine "rezidans" inşa edilmemiş olabilir, göç eden binlerce insan mafyalık yapsın diye otopark alanları, dolmuş hatları, sözüm ona kafeler falan da yapılmamış olabilir, belki de yatırım için araplara yeterince peşkeş çekilmemiştir ... Çeşme Siemens Servisi ne olursa olsun "ampul" şimdi ya da ilerde "aydınlatma aracı"ndan başka hiçbirşey ifade etmeyecek izmirlilere. içi rahat, gururlu bir izmirli olarak bütün izmirlilere teşekkür ediyorum. gitmedim görmedim, bizim trakya'daki gibi insanların 3 milyon tanesini aynı şehirde düşün dediler, anladım. hayal edemedim bir türlü. gidip mi görmeli, ya orda kalırsam? benim nerde kaldığımın bir önemi yok ama izmir böyle kal, kıpkırmızı! izmirim. ege'nin hırçın ve asi şehri. hem mağrur, hem onurlu. şu an hüngür hüngür ağlıyorsam, sebebi sensin izmir. yanlış anlama, sevinçten ağlıyorum, gururdan ağlıyorum. kızları güzel, halkı daha da güzel izmirim, kurtarılmış bölgem. 3 kilo patates, 5 kilo domates için oyunu satmadı. helal sana. şu anda elimde 1 kadeh rakı, şerefine içiyorum izmir. siz armut dersiniz biz kumru, siz muz dersiniz biz çiğdem. işte biz böyle bir şehiriz. pırıl pırılsın izmir, güneş gibisin izmir.

Çeşme Beko Servisi - 444 1 494

iktidar partisi: bak bana oy verirsen sana kömür veririm... eee evine makarna servisi yaparım... hımmm gece üstünü açarsan gelir örterim mesela? hah bir de ağzına çalınan bir parmak bal bedava! nasıl? izmir: **şlakk!!!** iktidar partisi: hööyt o ne laynnn! ananı aldırtma şimdi yanına! bana oy vermezsen belediyene köstek olurum, hizmetine mani olurum, suyunla oynarım, bardağına işerim, paranı keserim!!! ilçelerini böler, kendime yoktan belediye yaratırım!! izmir: **şlakk!!!** iktidar partisi: ehe.. dur len dur, şaka şaka... bak köpeklere mama veriyom, şimdi nası oldu? izmir: **şlakk!!!** Çeşme Beko Servisi - 444 1 494 yanlış anlaşılmasın **şlakk!!!** sesi asfalyaların atması efektidir. e asfalya atınca ampul de söner haliyle.. -özellikle belli bir parti ismi vermedim izmir'le konuşana. ister akp olsun, ister chp olsun, o olsun bu olsun... tehdit ve yalakalığa dayalı, hödükçe yapılan ya "gel lan enseni kaşıycam" ya da "beş kardeş geliyo ha!" vs. temalı seçim propagandasına tav olmayacak bir şehirdir benim tanıdığım izmir. izmirliler bu durum karşısında ne eksik ne fazla, gayet doğal bir tepki vermiştir yerel seçimlerde.-

Çeşme Arçelik Servisi - 444 1 494

apayrı bir şehir. 1996'da olan bir olayı unutamam, alsancak - kahramanlar arasındaki ışıklarda trafik polisi o dönemin başbakanı tansu çiller geçecek diye yolu kapatmışlardı da yüzlerce araba aynı anda kornalarına asılmıştı. bu olay hep aklımda kaldı, sonraki senelerde ankara ve istanbul'da yaşarken "neden izmir'li olmak ile bu kadar övünüyorsun, zaten tuttuğun takım da amatör kümede" diyenlere gülümsememi sağlamıştı sadece. sonra cumhuriyet mitingi geldi. maalesef istanbul'daydım o sırada ama tv'de denizden gelen teknelere baktıkça bu şehrin insanını sarıp sarmalayan ve yücelten bir havası olduğuna tekrar emin oldum. ve 29 mart 2009'da şehir aynı karakterini tekrar ortaya serdi; Çeşme Arçelik Servisi 1) kimseye "efendi" demeyiz. 2) bizim kendi yaşam tarzımız ve seçimlerimiz var. karışmaya kalkışırsanız pişman olursunuz, eşek tepmişe dönersiniz. 3) biz cumhuriyeti seviyoruz. insanlığın başlangıcından beri süregelen, çok farklı kültürlerde hep yüzeye çıkan republic / empire çekişmesinde yerimiz, tavrımız nettir. işin ilginci izmir sevimsiz ve saldırgan bir şekilde yapmıyor bunu. benim gibi olmayan benden değildir demiyor. herkesi kucaklıyor, herkesi kabul ediyor. sadece kendi işine karıştırmıyor hiç kimseyi. evet kimseye efendi demiyor ama kimsenin de kendisine "efendi" demesini talep etmiyor. dedim ya apayrı bir şehir or

Çeşme Vestel Servisi

29 mart 2009 yerel seçimleri ile atatürk'e ve cumhuriyet'e bağlılığını göstermiş şehirlerimizden biridir. ammaaa, cumhuriyet ve atatürkçülük peşindeyiz diye aziz kocaoğlu gibi çapsız, vizyonsuz bir adamı, bir dönem daha yönetimde bırakmasıyla kendine yazık etmiştir. bu muhterem zat, büyükşehir yönetiminden zerre anlamayan, rte dan az yumuşak bir külhanbeyidir esasen. görevde kaldığı süre boyunca izmir'e sasalı park'ından başka ne katmıştır, çok merak ediyorum. güzel şehrimin insanlarının izmir'e ait dertleri sanırım, içkili mekanların kapanmaması, gençlerin daha rahat sevişebilmelerinden ibaret. hayır bende genç nufustanım içiyorum, bazen sevişiyorum ama artık alsancak limanı'nın hakettiği kapasiteye ulaşmasını, organize sanayinin canlanmasını, bornovadan metroya binip en azından balçova'ya kadar gidebilmeyi, şehrin rezil gecekondu görünümünden kurtulmasını, resmi kurumlardaki atatürk diye bağırıp rüşvetsiz kılını kıpırdatmayan güruhun artık değişmesini de düşlüyorum. Çeşme Vestel Servisi belki de chp de akp'nin yediği tokattan yeseydi biraz toparlanır, iş yapmaya başlardı ha? laik demokratik cumhuriyete bağlılığın, deniz baykal'ın götüne takılmadan olabileceğini bir görebilseydik...

Çeşme Siemens Servisi

sabaha kadar oturup, televizyonda çalındığı iddia edilen oy çuvallarına bakarak melih gökçek'in çuvallamadığını anladığım dakikalarda, kulağıma gelen chp nin kutlama kornaları sayesinde ümidimi kaybetmemi, bu ülkenin değerlerine halâ, evet evet halâ sahip çıkan birilerinin var olduğunu kanıtlayarak içinde yaşadığımdan dolayı göğsümü kabartan şehir. herşeye rağmen güzel bir güne merhaba dedim sayesinde. verdiği ayar o kadar net ki, o kadar anlaşılır ki, dosta düşmana parmak ısırtmış, oyunu, yani namusunu satmamış ve tehditlere "hadi lan, ben seçmenim ben ne dersem o olur" diyerek elinin tersi ile kimilerini bir kenara itmiş bir şehirde yaşıyorum. çok mutluyum sözlük, çok... Çeşme Siemens Servisi bu şehirden bahsederken kullanılan iyelik eki, en güzel en anlamlı biçimde yakışır izmirime. o mu sana sahiptir sen mi ona, denizine, kıyısına, havasına, boyozuna, gevreğine, çiğdemine daha nicesine sahipsindir bilinmez ama izmirim şehirdir. yaşanılasıdır. 29 mart 2009 yerel seçimlerde de yine göstermiştir tavrını adeta bir tokat gibi. keşke demeyi sevmeyen bünyelere keşke dedirtir, keşke bütün türkiye aydınlık olsa ampülsüz florasansız böyle. helal olsundur izmirime.

Çeşme Beko Servisi

29 mart 2009 yerel seçimleri sonrasında, gönüllerin başkenti mertebesine yükselmiş şehir. türkiye'den canı sıkılan bu kente gelmelidir. yaşayanları biraz afacan insanlar gerçi... bilumum mevkiideki insana, yüksek ses çıkartarak (öyle böyle değil yani şaaaaak diye) üçün biri işareti yapmasını çok seviyorlar. eğlenceli aslında... akp' ye tokat atmıştır desem olmuyor, eksik bi'şeyler kalıyor. combo desem o da noksan sanki. memleket ki tehditlere bana mısın demeden öyle bir kapattı ki kendini 2. bölgedeki kimi muhafazakar şehirlerden bile bir belediye koparamadı tehditkarlar. öyle insanlar ki bağırıp çağırmadan işin çirkefliğine hiç pabuç bırakmadan çok net bir mesaj geldi. kent tehditkarlara, oyun satın alınabileceğini düşünüp demokrasi naraları atanlara, riyalara sırtını döndü ve -yineleyerek- öyle bir kapandı ki şehrin etrafını surlarla ördü, giremezsin dedi. Çeşme Beko Servisi şimdi kimileri için gel de sev bu şehri, gel de gavur etme.. kimileri içinse gel de aşık olma, gel de bu kentin toprağını öpmek için kendini tut. gözlerim doldu ağlayamadım.. çocuklar gibi sevindim sadece ve bir kez daha göğsüm olabildiğince kabardı. tebrikler izmirim, izmirimin güzel insanları...

Çeşme Arçelik Servisi

gerek secim oncesi taha aksoy ve aziz kocaoglu arasindaki rekabetin tarzi, gerekse her zaman oldugu gibi iktidar kim olursa olsun sergilediği muhalif tavırla farkini en guzel bicimde gozlere soka soka ortaya koyan guzel memleketim. 29 mart 2009 yerel seçimleri sonrası anadolu'nun çeşitli bölgelerine artık sistemli bir şekilde gavur ihraç etmesini beklediğim şehir. saatler süren stres ve hayalkırıklığının üstüne sabaha karşı bir saatte yatmadan önce izmirlilerin sokaklardaki kutlamalarını izledim, azcık kendime geldim. bir kez daha bravo izmir! sanirim hayatta oldugum surece sadece iki seyle gurur duymak istiyorum: cocugumla, ve beni buyuten, icindeyken nefes aldigim, yasadigim, ait oldugum sehirle. Çeşme Arçelik Servisi ve bugun bir kez daha gururla "izmirliyim" diyebildigim icin, bu sehre ve bu sehrin tum alni ak insanlarina tesekkur ediyorum.

7 Haziran 2012 Perşembe

Suskunlar Hakkında

sleepers'a benziyor dendi mi? dizi icin sleepers'in "telif haklari" satin alinmis, ayrica 4 sayfa sleepers yazilmis. neden inatla kendinizi salak pozisyonuna sokuyorsunuz be kardesim. bi bok bulmus gibi ciddi ciddi "sleepers'a benziyor farkinda misiniz?" diyen var hala. gidin suratiniza su filan carpin, pencereyi acin az hava alin. bir sen biliyosun amina koyim blockbuster sleepers'i... anladığım kadarıyla sleepers filminin senaryosuyla olan benzerliğiyle daha önce de pek çok kez anılmış dizi. lakin bu başlığa girdiğim ilk entry'de belirttiğim gibi diziyi hiç izlemedim, sadece fragmanlarını gördüm. ben de böyle bir çağrışım yaptı, haksız mıyım , dedim. ama bazı aklı evveller gibi olmadık iddialar da ortaya atmadım. yok filmin telif hakları satın alınmış da falan da filan diye. adamı zorla araştırmacı yaparsınız vallahi siz. al sevgili kardeşim, oku da öğren : "en yoğun konuşulan dedikoduyla başlayalım: “suskunlar”ın “sleepers” filminin aynısı olduğuna yani çalıntı bir senaryo olduğuna dair çıkan haberler ve eleştiriler hakkında ne düşünüyorsunuz? murat yıldırım : bu, lorenzo carcaterra’nın “kardeş gibiydiler” romanından esinlenerek yapılmış bir dizi. tıpkı o film gibi." yani bu açıklamaya göre filmin telif hakları satın alınmamış. suskunlar, filmin uyarlandığı romandan aynı şekilde uyarlanarak diziye çevrilmiş. girdin mi şimdi gerekli pozisyona sevgili kardeşim! haydi kalın sağlıcakla. çocukluk aşkı olayını saçmalık derecesinde sunmasının yanı sıra fonda ahmet kaya çalma olayını da abartmış dizidir. hayır arada bir çal, en vurucu yerde çal ama böyle her aklına gelen yerde çalarsan bi anlamı kalmıyor. son tahlilde, acayip bir dizi. baya güzel. ama dizide sözü geçen bir iki mal var ki, bu adamlar yüzünden dizinin gelecekte çok fena cuvallayacagını düşünmekteyim. hayal ürünü olmadığını bilmenin insanın yüreğini dağladığı dizi. bir yerlerde gerçekten de kendilerini koruyamayacakları ortamlarda itip kakılan, ırzlarına geçilen, öldüresiye dövülen, hatta gördüğü işkencelere dayanamayıp ölen savunmasız çocuklar olduğunu bilmek izlerken kahrediyor insanı. dizideki irfan karakteri ve 3 cümlesinde en az bir kere kullandığı insan evladı lafı bir tek bana mı batıyor bilmiyorum. irfan karakteri dışında herşeyin olduğu dizi ama bu adama bir türlü alışamadım.

5 Haziran 2012 Salı

Siyah Beyaz Perde Modelleri

vardigimizda bizi simsicak tavirlariyla serkan keskin karsiladi, ozellikle ben heyecandan ölüyorken o kadar sicakkanli yaklasti ki heyecan falan kalmadi. ankaradan geldigimi duyunca sasirdi, tipki gun boyunca tum ekibin sasirmasi gibi. kendisine sorup da isinden alikoymadigimiza emin olduktan sonra biraz sohbet ettik fotograflarimizi cekindik sonra ayrildi kendisi yanimizdan cunku ekip yolun karsi tarafina geciyordu bir baska sahne icin. ege tanman ile ali atay oynuyorken serkan keskin diger ekiple birlikte oturuyordu, ancak biz takipcilerin karsi tarafa gecmemesini rica ettiler biz de sahil tarafindan kucuk kucuk kareler yakaladik cekimler sirasinda. ardindan yeni sahne cekimi icin tekrar sahil tarafina gectiler, o surecte cok fazla iletisim imkanimiz olmadi cunku buyuk bir alani seritle cevrelediler islerini daha kolay yapabilmek adina. yakin plan cekimlerine gecildiginde ise serit kalkti biz de daldik hemen alana, serkan keskin'i bulduk yine. bir de ustune ali atay da gelmez mi dinlenmek icin ayni banka? kaymakli ekmek kadayifi. boylelikle hem ali atay'la tanisma imkani bulduk, hem de ikisiyle birlikte fotografimizi cektirdik. tabii ilk heyecani attigimizdan bu sefer daha sakin bir sohbet imkani cikti ortaya. dedim ismail abi o gemi gelsin cok uzdun bizi Siyah Beyaz Perde Modelleri tutamadik gozleri iki damla dustu, gemi ustunde dusunulen bir olay degildi bolum bolum ustune koyunca oyle birsey ortaya cikti dedi bir de ekledi sahiden agladin mi diye. belki inanmak istemedi bilmiyorum, belki de oyunculugunun yarattigi etki sasirtti. ali atay ile de dizi, izleyicide biraktigi etki ve gelecegi hakkinda konustuk daha cok. ne guzel seyler soyluyorsun ya eyvallah dedi simartti bizi. zaten oyle heyecanlanmana da gerek yok biz takiliyoruz iste burada, ortaya guzel birsey cikiyorsa ne mutlu bize dedi. ne bir kasintilik var ne bir seviye koyma, yani isi abartip desek abi aksam bi asmali yapsak, evet diyecek gibi her an. tam biz onlarin yanindan ayrilirken saygideger bakkalimiz cengiz bozkurt geldi sahile. tam biz acaba bir merhaba desek mi diye dusunurken serkan keskin yaklasti arkamizdan, cengiz abi bak kim var burada kimleri tanistiracagim sana bir gel diye seslendi. hemen geldi sagolsun, bir baska muthis mutevazi insan daha. megerse o da ankarada okumus, o yillardan bahsetti biraz, kaldigi yerlerden, odtuden.. onunla gecen hos sohbetten sonra da artik cekimlerin sonuna yaklasiliyordu sahilde, ogrendik ki bakkala cikacaklarmis diger sahneler icin onden gittik bulma sorunu yasarsak vakit kaybetmeyelim diye. ama hic gerek kalmadi, mahalleliye soruyoruz erdal bakkal nerede diye, bir sasiriyorlar falan derken hani dizi cekiliyor ya diyoruz hemen gosteriyorlar yolu. bakkali buldugumuzda farkediyoruz megerse kaan'in okulu da bakkalin hemen solunda kaliyormus. zaten kucuk bir mahalle, iki sokak ustte de mecnunlarin ev var tabii tum mekanlar kiralanmis cekim haricinde in cin top oynuyor (itiraf ediyorum ilk basta erdal bakkal calisiyor sanmistim, produksiyonun eseriymis ki her detay dusunulmus bakkal icin). hazir erdal bakkal demisken camindan bir kare.

Puf Sehpa Modelleri

hiç bi bölümünü oturup izlemedim, ama geçen gün kanalları gezerken izlediğim 15 dk boyunca çok eğlendiğim dizi. hala pek takip edemiyorum ama denk gelince mutlaka bakıyorum. karakterlerini içselleştirdiğim için izlerken mutlu olduğum dizi. öyle ki nasıl arkadaşlarınla vakit geçirirken her dakika gülmüyorsun ya da her dakika bir olay olmuyor ama onlarla olduğun için mutlusun, huzurlusun, eğleniyorsun. leyla ile mecnun da öyle benim için. yavuzun ben öyle bi insan mıyım demesi olsun, mecnunun tonlamaları olsun, ismail abinin ismail abi olması ve daha bir sürüsü olsun hep sevdiğim şeyler. kahkahalarla gülmüyorum ama izlediğim vakitler mutluyum lan çogzel bi duygu. Puf Sehpa Modelleri gecen gun belki cekim vardir umuduyla atladik kirecburnuna gittik. iyi ki de gitmisiz. zaten otobus kirecburnu duragina yaklasirken sag tarafa bir baktik bizim meshur "mecnun? hooop?" manzarasi, o banklar agaclar ve yogun bir kalabalik, oyuncular, kameralar, isikcilar, merakli halk. resmen kosar adim gittik otobusten indikten sonra.

Mutfak Dizaynı

henüz ikinci sezona geçmemişken hakkında çok olumlu yorumlar duyulan dizi. ancak gün gelecek ve çoğu dizinin kaçınılmaz kaderini paylaşacak. ikinci sezon itibariyle kusurları göze batmaya başlayacak, kötü yönde eleştiri alacak. bir kısım, sırf bu yorumlar yüzünden diziye daha çok bağlanacak. bu başlık altından da takip edeceğimiz üzere friends'le, seinfeld'le ya da onların türk muadilleriyle kıyaslanacak. "eh anası kim bu çocukların artık çok sıktı ya" denemeyeceğinden, armudun sapı ve üzümün çöpü çok göz önüne gelecek. yavaş yavaş selam çaktılar azalacak onun yerini "şurdan arak, burdan tarak" tespitleri alacak. üçüncü sezon itibariyle bir kısım daha akıma kapılıp eleştiri oklarını yöneltecek. zira o zaman dizi yeterince kişi tarafından takip ediliyor olacak ve bu bile tek başına izlenmemesi için bir sebep olacak. ardından kanal değişikliği gelecek. bu kadar reyting alan bir dizi trt'de barınamayacak. dördüncü sezon kanal değişikliğinin de etkisiyle tat vermeyecek. sevenlerinde daha fazla kopmalar gözlemlenecek. Mutfak Dizaynı tüm bunlar olurken diğer bir kısım da bunun sadece bir dizi olduğunun farkına vararak izlemeye devam edecek. bu bittiğinde de başka bir diziye yelken açacak. 1 sezondan fazla çekilmemiş olması gereken diziler minvalinde bir başlık açılacak ve sevenleri o entry'leri hüzünle okuyacak. benim yorumlamam budur. kısmet.

Yatak Odası Dekorasyonu

4 temmuz'dan beri the leyla ile mecnun that never comes diye diye 8 ağustos'u ettik sonunda. beklentilerimizi karşılayacağına inandığım "şey". keşke hiç bitmese. yorgunluklarımızın veya moral bozukluklarımızın arasına gizlediğimiz gülüşlerimizin sebebi olmasa da; moral bozukluklarımız gülüşlerimiz arasında gizlenmiş olsa bunun sebebiyle. tanımlarımızın sonuna hep "dizi" kelimesini kullanmak durumunda kalamayacağımız ölçüde de dizi olmasa. istek kiplerimizin yakıştığı "şey" olsa hep, hep sevsek. Yatak Odası Dekorasyonu 9 yaşındaki kızımın deli gibi internetten indirip izlediği, replikleriyle tepkiler verdiği, çoluk çocukla birlikte, gönül rahatlığı içinde tv izlemenin keyfinin çıkarıldığı güzel dizi...

Ev Dekorasyonu

senaristi burak aksak'tan alınan tüyoya göre 22.bölümde mecnun ile babasının evde gerçekleşen bir sahnesi olay olay olacakmış. kaynak da belirteyim; trthaber kanalında an itibariyle yapılan röportaj.. sezon finalinden sonra her gece tekrar bölümlerinin verilmesiyle daha çok insan tarafından dikkat çekmiş,izlenmeye başlanmış dizi.en azından benim etrafımda böyle oldu.ben izleyin,çok komik dediğimde iplemeyen adamlar benden fazla hastası oldular.pek sözlükle alakası da yok bu ilginin.yine aynı etrafımdaki tipler oturup sözlük okumaz.babam mesela ne anlar sözlükten ya. Ev Dekorasyonu rock fm de mesut süre'nin söylediği; dünyanın en güzel komedi dizisi gibisinden bir sözle izlemeye başladığım, manyağı olduğum dizi. bunca yıllık televizyon izleyicisi/takipçisiyim, ben bu kadar gülerek bir dizi daha izlediğimi bilmiyorum. sezon finali yaptıktan sonra bütün bölümlerini oturdum izledim, ismail ağbii kalpkalpkalp diye tweetler atasım, evin içinde nasıııııl diye bağırasım var herkese. bu akşam geri dönüyor olması ise en büyük mutluluk kaynağım.*