6 Ağustos 2012 Pazartesi
Bosch Servisi Çeşme
çok dolu bi bölümdü. hangisinden bahsetsem bilemiyorum.
behzat bu bölüm daha normaldi. en azından daha az manyaktı. ta ki, şule'nin kafasına silah dayayan hırbonun üzerine yürüyene kadar. bunu da şule'den kurtulmak istediği için mi, yoksa adamın vurmayacağını bildiği için mi yaptığını bilmiyoruz. yakın zamanda da öğrenir miyiz bilemem. ama gene behzat'ı memduh başgan'a atarlanırken görmek güzeldi. tıpkı eski günler gibi. :kalp
Bosch Servisi Çeşme
memduh başgan ne önemliymiş lan. dirilince bi hassiktir çektim. şaşkın ve mutlu bir hassiktir oldu. geçen sezon çok eğlenerek izliyordum kendisini. ercü'ye küfürlerini zevkle takip ediyor ve başarılarının devamını diliyordum. lakin tam umudu kestiğimiz anda ortaya çıkışıyla dizinin mühim dinamiklerinden biri olduğunu anladık. çok güzel küfür ediyor lan! neyse, daha çok memduh başgan olsun. ağacı kökünden ercüment çözer'in anasını götünden siksin. ampır ampır'la başlayan, hayatımıza yeni tabirler katma işlemine tam gaz devam ediyon başgan. hayatımda hiçbir küfre bu kadar güldüğümü hatırlamıyorum.
ahmet uğurlu çok sağlam bir şekilde diziye daldı. torunuyla olan derun muhabbeti zihnimde behzat'ın yaşlı hali de böyle olur lan, düşüncesini uyandırmadı değil. behzat, mutlu ve torunlu bi adam olursa aziz başkomiser gibi olur bence. neyse. aziz başkomiser hakkında şu an ortalıklarda dolanan 3 teori var:
1. aziz, seri manyak. yani, bir adet sağlam psikopatımız oldu. tıpkı ecnebi olanlar gibi. mizah yeteneği kuvvetli psikopat.
2. yakaladığı adamın doğru adam olduğunu iddia etmek üzere parmağını kesti.
3. yakaladığı adamın yanlış kişi olması, yani masum bir adamın 15 senesini çalmış olmasının cezasını kendi parmağını keserek ödedi.
hepsi teori işte. ne diyecen? ben kararsızım hacı.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder