6 Ağustos 2012 Pazartesi

Arçelik Servisi Balçova

aziz kendi parmağını suçsuz adamı hapse attığı için kestiyse neden eldiven giydi eline? adam deli nasıl olsa. niye kestin deselerdi '' kendi kendime ceza kestim'' derdi ve kimse yadırgamazdı hem de asıl katili yakalamak için büroya dönerdi. ama parmak izi bırakmamak için deri eldiven giymesi garip, ayrıca aynı eldiveni katilde giyiyordu galiba. he aziz katilse eğer çok klasik bir senaryo olacak, keşke olmasa daha farklı zekice bir olay olsa. şimdi, behzat amirim iki kız arasında piskopata bağladı eyvallah ama berna'yı şule'nin öldürdüğüne inanıyor mu kendisi acaba gerçekten? ben hala inanmıyorum. bir bit yeniği var diyorum. Arçelik Servisi Balçova şule'nin kriz geçirmeleri on numaraydı. ilk dolapta ve sonra patetik arşivci silahı kafasına dayadığında behzat çıkageldiğinde. kızcağız babasını cidden seviyor da, ağır bir bunalım geçiriyor gibi oynuyor vallahi. şevket ç, sen deli misin, ne demeye bir başına gittin o manyağın evine? polis misin nesin sen? behzata niye haber etmedin? ya psikiyatrist funda, sen nereden öğrendin o evin yerini? sen dedektif misin psikiyatrist mı? eda ve harun'un kıvama geleceğini düşünüyorum ilerledikçe bölümler. ve hele hele harun'un bir dana olarak babasına ağlaması ve sarılmaları beni bitirdi. "anlatsam anlarsın da anlatamıyorum ki!" diye ünlemesi filan, çok iyiydi. hayalet ve akbabanın ev arkadaşlıkları gittikçe karı koca ilişkisine / yurt arkadaşlığına dönüyor. kıvama geldiler bunlar. cevdet bu bölüm parladı, cinayet bürodan cevdet! yavaş yavaş o da sıyrılacak gibi geri plandan ileri doğru. ve bittabi aziz başkomser, ahmet uğurlu yine şahane performansı ile göz dolduran kafayı sıyırmış, çizik emekli polis olarak arz-ı endam ederek bizi mutlu etmiştir. ve, ve, ve memduh başgan. ampır ampır konuşan behzat ç'yi bir alay küfürle sepetleyen en mükemmel gerçek kötü. hoş geldin sefa geldin azizim! her daim güldüren doğal kötü, küfürbaz, düzenbaz ahlaksız halinle, hoş geldin...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder